Wolverine sadece Deadpool filmiyle geri dönmüyor. Onu ve ekibin kalanını, kaldıkları yerden tekrar görmeden önce X-Men Animated Series 1. Sezon Özeti için toplanıyoruz.
X-Men ’97’nin fragmanını izleyince, yıllar içinde değişen şeylerin yanında, bazı şeylerin aynı kaldığını gördük. Disney’in, 21st Century Fox’u satın almasının ardından live-action bir film beklerken daha iyisini bulduk. Fox Kids isimli muhteşem kanalda yıllarca izlediğimiz ve ekibi burada tanıdığımız X-men çizgi filminin, otuz yıl sonra, devamını getirmeye karar verdiler. Mart sonunda yayına başlayacak bu diziyi izlemeden önce ilk beş sezonu tekrar yaşayalım dedik ve bunu her sezonu ayırarak anlatacağımız bir dosyaya çevirdik. X-Men Animated Series 1. sezon ile başlayacağımız ve sırayla diğer sezonlar üzerine konuşacağımız ilk dosya yazımıza hoş geldiniz.
X-Men Animated Series 1. Sezon 13 bölümden, 5 sezonluk dizi de toplamda 76 bölümden oluşuyor ve bölümlerin çoğu, bir önceki bölümdeki cliffhanger ile havada bırakılan sonların kaldığı yerden devam ediyor. İlk iki bölümün adı Night of the Sentinels ve mutantlar bu bölümde bu devasa robotlarla ilk defa karşılaşıyor. Jubilee, ekibin en küçüğü olarak X-Men’e katılıyor ve diğer karakterler de sırayla tanıtılıyor. Mystique gibi bir şekil değiştiren Morph, X-Men üyesi olarak ilk bölümde karşımıza çıkıyor ama bölüm sonunda bir Sentinel tarafından öldürülüyor. Ya da seyirci böyle sanıyor ve o gün tam olarak ne olduğu sonradan cevap buluyor. Mutantların insanlar tarafından tamamen kabul görmesi hiçbir zaman mümkün olmayacak olsa da bu iki bölümün sonunda mutantların fişlenmesine izin veren yasadan vazgeçiliyor.
Enter Magneto adındaki üçüncü bölümle Magneto sahneye çıkıyor ve hem gücü hem de radikal fikirleriyle boy gösteriyor. Bölümün sonunda bir yandan Charles’la aralarındaki husumetten sebep her zaman X-Men’in karşısında yer alacağını ama hiçbir zaman diğer villain‘lar gibi olmayacağını gösteriyor. Dördüncü bölümde Sabretooth’un ortaya çıkışıyla Wolverine’in ne kadar öfke dolu olduğunu ilk defa görüyoruz.
İlk üç bölümü tek seferde izlemek ve hemen dördüncü bölümü açmak işten bile değil zira her karakterin arka planda yavaş yavaş zenginleştiğini, arka arkaya katlanan belalarla, karakterlerin çıkmaza sürüklendiğini görebiliyorsunuz. İlk dört bölümdeki kalp yoran dramadan sonra, izlediğiniz beşinci bölüm, biraz yavan gelmeye başlıyor. Beşinci bölümde; Cyclops, damızlık olarak kullanılmak üzere yerin altında, toplumdan uzakta yaşayan bir mutant grubu olan Morlock’lar tarafından kaçırılıyor. İlerleyen bölümlerde de ciddiyetinizi ufaktan sarsan plot’lar olsa da ilk sezon boyunca memnuniyetinizi hiç kaybetmiyorsunuz.
X-Men ekibinde de mücadele ettikleri gruplarda da karakter sayısı fazla ve seyirci olarak onları tanımak için hiç geç kalmıyoruz. Scott, kimi zaman profesör X’in yalakası gibi görülse de ki bu sadece Wolverine tarafından dillendiriliyor, ekibin liderliğini üstleniyor. Beast, tam bir nezaket timsali, Gambit cool takılıyor ama zaten bütün karakterler kendine has cool tavırlar sergiliyor. Storm mistik, Jean uzlaşmacı bir karakter sergiliyor. Wolverine ise her zaman bildiğiniz Wolverine.
Yedinci bölümde mutantların tatil köyü niyetine gittikleri adada köle olarak çalıştırılmalarını izlerken Cable, ilk defa ekrana geliyor ama tüm X-Men’in hayatına girmek için sonraki sezonu bekliyor. Mutantları insana çeviren tedavi muhabbeti de bu sezonda işleniyor ve mutant güçlerinin bloke edilebileceğini ve tamamen ortadan kaldırılabileceğini görüyoruz. Aralarında ayrıma düşen mutantların içinde bu mutant güçlerini kurtulunması gereken bir lanet olarak gören birçok kişi bulunuyor. Rogue’un iç çatışmalarını derinlemesine gördüğümüz bu hikâyede; ekibin fiziksel olarak en güçlüsü olmasına rağmen kimseye dokunamamak gibi bir zorunluluğu olan Rogue’un, kendisini, hayatını kısıtlayan bu durumdan kurtarma çabasını izliyoruz. Mystique, Archangel ve Apocalypse gibi karakterler burada ilk defa boy gösteriyor. X-Men’in en güçlü düşmanlarından sayılabilecek Apocalypse’in ilk sezondaki varlığı ne Magneto ne de Sentinel korkusu kadar ciddiye alınamıyor.
Days of Future Past hadisesi de bu sezonda gerçekleşiyor ve iki bölümden oluşuyor. Bishop’la tanıştığımız bu bölümde mutantlar, hatta bir X-Men üyesi tarafından Senatör Kelly’ye bir suikast düzenlendiğini ve bunun sonucunda ilan edilen bir yasayla sentinel üretimine kapı açılıp, gelecekte Dünya’nın mutantlar ve insanlar tarafından eşit derecede yaşanmaz bir hale geldiğini görüyoruz. Bu distopyadan kaçışın yolunu zaman makinesi icat etmekte bulan Wolverine ve Forge; Bishop’ı kıyameti engellemek için doksanlara yolluyor. Gelecekteki son model Sentinel olan Nemrud tarafından Wolverine öldürülüyor ve Bishop geçmişi kurtarıp geleceğe döndüğünde gelecekte hiçbir şeyin değişmemiş olduğunu görüyor.
Sezonun The Final Decision isimli son bölümü Days of Future Past’ın etkilerini taşıyor. İlk sezon göreceli bir mutlu sonla tamamlanırken Scott, Jean’e evlenme teklif edişi ve onları gözetleyen, sonraki sezonlarda ekibin başına büyük bela olacak olan Mr Sinister’ın sesinin ekranda yankılanmasıyla ilk sezon sona eriyor.
Cumartesi sabahı çizgi film kuşağı zamanlarınızı tekrar yaşamaya niyetlenip X-Men Animated Series 1. sezon açtığınız bir boş gününüzde, anca ilk sezonu bitirdikten sonra yerinizde kalkmanız gayet muhtemel. Dediğimiz gibi bölümler sıklıkla bir cliffhanger ile bitiyor ama sonraki bölüm, öncekinin bir sahne öncesine sarıp, o an olmakta olan başka bir olayı gösteriyor. Bu durumu en iyi bir örnekle açıklayabileceğimiz için Days of Future Past’ın iki bölümünün arasına bağlanıyoruz. İki bölüm süren bir bütünün ilk bölümünün sonunda, Bishop aniden, o an orada olmayan ve sonradan Xavier’ın malikanesine giren Gambit’e ateş ediyor ve To be Continued yazısıyla bölüm sona eriyor. Bölümün ikinci parçası silahın patladığı yerden değil; Gambit ve Rogue’un arabayla, malikaneye dönüş yolu ve yolda ettikleri muhabbetle açılıyor.
Bütün sezon boyunca böyle geri dönüşler yapılıyor ve bu şekilde başlayan bölümler tadından yenmiyor. İlk sezonun bu kısmından fazlasıyla keyif almaya bakın çünkü ilerleyen sezonlarda bu olaya pek rastlanmıyor. Her sezonda değişmeden kalansa; her bölümden önce, ilgili önceki bölümleri gösteren özet kısmı oluyor.
İlk sezonda sürüyle villain ile karşılaşılmış olsa da yeri geldiğinde Profesör X’i ortadan kaldırmaya çalışan, yeri geldiğinde de X-Men’le iş birliği yapan Magneto, en karizmatikleri olarak öne çıkıyor. X-Men’in diğer süper kahramanlardan ayrıldığını daha en başta anlıyorsunuz. Sürekli dışlanma ve baskıyla mücadele eden karakterler her bölümle birlikte tekrar tekrar varlık kavgası veriyor. Kimi Warren (Archangel) ve Rogue gibi kendi varlığından rahatsız olup mucizeler arıyor; kimi Magneto ve Sabretooth gibi maruz kaldığı kötülüğün sonunda son derece saldırgan karakterlere dönüşüyor. Profesör, insanlarla mutantların barış içinde yaşaması gerektiğine inanıyor ama ilk sezonda biraz daha gri bir tonda görünüyor. Ekibin öfke dolu olduğunu, birbirini seven dostlardan değil, birbirine zor tahammül eden dostlardan oluştuğunu görülüyor.
Böylece X-Men Animated Series 1. sezon özet dosyamız raftaki yerini alıyor. 20 Mart’ta, X-Men ’97 başlayana kadar ilk dizinin şöyle bir üzerinden geçmek isterseniz, haftaya, ikinci sezonu içerecek olan yazımızda görüşmek üzere.