Doctor Who keskin bir reform dönemine girdi: Onuncu sezonu ile 12. Doctor’a, Doctor’un cinsiyetine, tüm yoldaşlara, bestekarına ve en önemlisi de baş yazarına tümden veda eden Doctor Who radikal bir değişim içinde. Benzer kalabalıklıkta bir değişim beşinci sezonda hayatımıza Matt Smith, Steven Moffat ve Karen Gillian girdiğinde de yaşanmıştı fakat değişimin niteliği niceliğine yetişememiş, Moffat devri ancak zaman içinde iyi veya kötü dişe gelir bir gelişme sağlamıştı. Sonuçta, başarısı her ne kadar tartışılır olsa da, Moffat eline direksiyonu bir anda almamış; test sürüşleri esnasında aynasını, koltuğunu, radyo frekansını zamanla kendine göre ayarlamıştı. Bu sefer durum farklı gözüküyor. Serinin yeni baş yazarı Chris Chibnall daha önce 5 Doctor Who bölümünün yazarlığını yapmış olsa da seriyle tanışıklığı bundan önce sevecen bir konuk seviyesindeydi. Şimdiyse tüm inisiyatifi eline almış, ufku süzüyor. Bu yüzden yapılan değişiklikler seriye ilk andan damgasını vuracak ve derin izler bırakacak gibi, tüm Doctor Who sevenler olarak gurur duymayı umduğumuz izler.
Değişim böylesine çok yönlü olunca Doctor Who’nun iç atmosferine çok da etkisi olmayacak ama değişimin habercisi olacak başka değişikliklere de ihtiyaç duyulmuş olacak ki dizinin ev sahibi BBC karizmatik bir poster ve kısa video eşliğinde dizinin yeni logosunu takipçileriyle paylaştı. Logonun tanıtıldığı video ve posteri aşağıda, bizim hislerimizi az biraz daha aşağıda bulacaksınız:
Objektif bakışla, yeni logonun 5. sezon öncesinin logo renklerini taşıdığını görüyoruz. Bunun bir gönderme mi yoksa estetik bir tesadüf mü olduğu şimdilik muamma. Bunun haricinde logo şimdiye kadarki bütün Doctor Who logolarından daha sert bir mizaca sahip, font başka bilimkurguların tarzına daha yakın. Renk tonları yıldızları, yatay geçen çizgiler kuyruklu yıldızları hatırlatır şekilde duruyor. Daha az hayalperest düşünüldüğünde bu yatay çizgilerin logonun başından girip sonundan çıkan bir broş iğnesi gibi durduğunu da fark edebilirsiniz. Geekliğin dibini sıyırdığımızdaysa son “O”nun bir çizgiyle kesilmesini “hiç” işaretine bağlayabilir ve hikayenin daha nihilist bir görüş benimseyeceği tahminini yürütebiliriz. Bir başka derin ve kompleks (!) olasılık ise logonun teslim edildiği dizayncının canının böyle bir şey yapmak istemesi ve göze hoş gelince bu alternatifin kabul edilmesi olabilir. Gözümüzü logodan ayırıp posterin bütününe baktığımızdaysa sıra dışı bir şeyle karşılaşmıyor, alışıldık bir Doctor ve Tardis karizmasını görüyoruz.
Gelelim iki kalp gibi atan tek kalbimizin hissettiklerine: 2005 öncesi logolor günümüzün görsel anlayışına hitap edemeyeceğinden onları es geçerek konuşuyorum ki; 2005 ile 2010 arasında yani Davies yazarlığı döneminde kullanılan logo, sağlıklı hiçbir göze hitap edebilecek gibi değildi. Kalkan görünümlü bir zemin üzerindeki yatay yazı ne bir şey ifade eder gibi duruyor ne de şık gözüküyordu. Benzer renk tonları kullanan yeni logonun o logodan çok daha başarılı olduğu açık.
2010’da Moffat dönemi ile beraber karşımıza çıkan, bir öncekinden tamamıyla farklı yeni logo -ortasında D ve W harflerinden oluşan Tardis silüeti biraz göz yoruyor olsa da- dizinin yarı bilim-kurgu yarı fantastik tonuna uygun, modern ve orijinal gözüküyordu. Zaten 2012 itibari ile o göz yoran parça çıkartılıp aynı logo sadece bazı ufak doku değişiklikleri yaşayarak 2017’nin sonuna kadar geldi. 2014 yılında kullanılmaya başlanan son halindeyken mavi, metalik tonlarıyla döneminin Doctor’nun soğuk karakterine uyum sağlıyordu. Son logo ile yeni logoyu kıyasladığımızda, yeni logo tam daire biçimindeki “O”ları ile çok şık bir fonta sahip olsa da daha samimiyetsiz ve dizinin şimdiye kadar alıştığımız yapısından çokça uzak bir görünüşe sahip. Bu yeni logonun bir önceki kadar benimsenmesinin tek yolu dizinin yapısının da paralel tarzda değişmesi ile sağlanabilir. Bunun sağlanıp sağlanamayacağını öğrenmek içinse bu yılın son baharına kadar beklememiz gerekiyor.