2023 sinema yılını altın değerinde gelişmelerin yaşandığı bir yıl olarak adlandırmak şu ana kadar pek mümkün değil. Gişenin ve sinemaların gitgide zarar açıkladığı ve pandemi senesini saymazsak gişe rakamlarında en kötü senelerinden birini geçirdiği bir yılda, yaz aylarını sallayacak ve uzun zamandır beklenen iki film artık geldi çattı: Barbie vs. Oppenheimer ayına hoş geldiniz.

Franches Ha, Lady Bird ve son olarak kitap uyarlaması Little Women filmleriyle tanıdığımız ve gişe sinemasının arkasında kadın yönetmenlerin bağımsızlığını temsil ettiğini düşündüğümüz Greta Gerwig, dünyanın en çok tanınan oyuncak bebeği Barbie’nin filminin yönetmeni olduğundan beri kendisinin niş hayranlarını düşündürse de filmden yayınlanan görseller ve fragmanların da etkisiyle arkasına koca bir hype’ı almış durumda. Öte yandan aynı gün filmini vizyona sokacak yönetmen Christopher Nolan ise, teknik anlamda yine olay yaratacak yeni filmi Oppenheimer’a fazlasıyla güveniyor gibi. Pandemi senesinde vizyona soktuğu Tenet ile beklediğini bulamayan fakat birçok sinemasever için birçok farklı duyguyu temsil eden usta yönetmen, Oppenheimer’ın en kişisel işlerinden biri olduğunu da ifade ediyor.

barbie vs. oppenheimer

Temmuz ayını kasıp kavurması beklenen bu iki film için de yazılıp çizilenler üç aşağı beş yukarı aynı gözüküyor. Business Insider’ın haberine göre Gerwig’in Barbie’si, gişe yarışını kazanmaya hazırlanıyor. Margot Robbie’nin Barbie’yi, Ryan Gosling’in ise Ken’i canlandırdığı filmin gişede ilk haftada 70 ila 80 milyon dolar arasında bir açılış yapması bekleniliyor. Satılan bilet sayıları ve salonların doluluk oranına da bakıldığında da yukarıdaki verileri kanıtlar nitelikte. Nitekim yaşadığım şehirde Barbie filminin vizyona girdiği ilk gün için bilet bulmak neredeyse imkansıza yakındı. The Dark Knight, Prestige, Inception gibi çok ses getiren filmleriyle tanıdığımız Christopher Nolan’ın Oppenheimer’a baktığımızda ise Barbie filminin beklenen gişe açılışının neredeyse yarısı kadar bir hasılat beklendiği görülüyor. Hollywood Reporter’ın yaptığı habere göre Universal Pictures filmden ilk haftasında 40 milyon dolar civarında bir hasılat elde edeceklerini belirtiyor. 

İki filmin de reklam giderleri hariç yapım maliyetinin 100 milyon dolar ile 150 milyon dolar arasında olduğunu bildiğimizden, Barbie filminin neredeyse ilk haftadan filmin yapım giderlerini karşılayacağını görmek pek de sürpriz olmayacak. Üstelik merchandise satışında da dev bir isim hâline gelen Barbie markasının da sırf filmin oyuncaklarından elde edeceği gelirler dudak uçuklatıyor. Yine Businnes Insider’ın haberinin devamında göreceğimiz üzere iki filmin izleyicisinin de demografik yapısının dağılımı birbirinden çok farklı. Barbie filminin izleyici kitlesinin 35 yaş altı kadın çoğunluklu olduğunu vurgulayan Insider ekibi, Mamma Mia ve Sex and the City izleyici kitlesinin bu filme ciddi bir yönelim gösterdiğini de vurguluyor. Elmanın diğer yarısında bulunan Nolan’ın Oppenheimer’ı ise barındırdığı A-Klas oyuncu kadrosunun yanında (Cillian Murphy, Emily Blunt, Robert Downey Jr…) izleyiciyi Nolan filmlerine has zaman kavramıyla etkilemeyi ve salondan “şoka uğramış” bir etkiyle ayrılmasını vaat ediyor.

Geçtiğimiz yıl Jordan Peele’nin Nope filmiyle yine harikalar yaratan görüntü yönetmeni Hoyte van Hoytema’nın da şu ana kadar yaptığı en iyi işlerden biri olduğunu söylemesi, her zaman büyük bir görsel tatminle salondan ayrıldığımız Nolan filmlerine nasıl bir soluk getireceği hakkında da izleyicileri meraklandırıyor. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir haberle Netflix’in yeni Narnia Günlükleri projesinin yönetmeni seçilen Greta Gerwig, eski niş hayranlarının aklında soru işareti bırakmıyor değil. Bağımsız sinemanın öncülerinden biri hâline gelen Noah Baumbach’in müstakbel eşi Gerwig, Barbie filminin yönetmeni seçilmesinin ardından da hayranlarını ikiye bölmüştü. Nitekim onun bu denli renkli ve absürt bir dünyayı yönetebilecek yegane kişilerden biri olduğunu söyleyenler de vardı, temsil ettiği bağımsız ruhtan uzaklaştığını belirtenler de.

Artık ustalık konumuna erişen ve neredeyse her yapımıyla bir şekilde ses getirmeyi başaran Christopher Nolan’ın kariyer gidişatının nasıl olacağı da ayrı bir soru işareti. Oppenheimer gibi 20. yüzyılı kökünden etkilemiş bir karakteri biyografik ve kendi de belirttiği üzere hayli kişisel olarak sinemaya aktarmayı seçmek zor bir karar. Tenet filmiyle kendi hayranları tarafından bile beklentisi düşen Nolan’ın yeni filminden gelen ilk izleyici reaksiyonları, filmin gayet iyi ve sarsıcı olduğu yönünde.

Geçtiğimiz hafta yeni Mission Impossible filminin de vizyona girmesiyle alevlenen gişeyi gayet hareketli günler bekliyor. Kazanç anlamında Greta Gerwig’in Barbie’si Nolan’ın Oppenheimer’ından bir tık önde gözükse de usta yönetmenin artık en azından Akademi Ödülleri’nde yüzünün gülmesi bekleniyor. Filminin mutlaka sinemada izlenmesi gerektiğini vurgulayan Nolan, beyaz perdenin gücünü her yeni filminde vurgulamaya devam ediyor. Bu yarışta kazananın kim olacağını kestirmek zor olsa da biz sinema yazarları ve izleyicileri için önümüzde hayli yoğun bir dönem var.

Yazan: Arda Yozbakan

Author

Dünyanın en ihtiyacı olduğu anda ortaya çıkarak çeşitli konularda fikirlerini belirten yazarlar. Bir konuk yazar asla geç yazmaz, erken de yazmaz. Onlar, tam yazmaları gereken zamanda yazarlar.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.