Zaman Çarkı dizisi yaklaştıkça benim de heyecanım giderek artıyor. Daha dizi çıkmadan o kadar fazla yazı yazdım, o kadar fazla konuştum ki etrafımdaki insanlar dizi çıkmadan tüm enerjimi tüketeceğimi düşündüler. Ama bilmedikleri bir şey var o da ben daha yeni başlıyorum! Zaman Çarkı dizisi başlamadan önce bitirmeyi hedeflediğim Hype Treni yazılarım için planlarımın birazcık gerisindeyim ama yine de kararlı bir şekilde devam ediyorum. Bugün de İki Nehir’in inatçı kızı, potansiyeli ile herkesi korkutan, “benim” diyen savaşçıların korktuğu savaşlara gözünü kırpmadan en önde koşan Egwene Al’vere’yi tanıtmak için buradayız.

Zaman Çarkı döner, çağlar gelir ve geçer, efsaneleşen anılar bırakır. Efsaneler solarak mit olur ve onları doğuran çağ yeniden geldiğinde, mitler bile unutulur. Bir Çağ’da, kimilerine göre Üçüncü Çağ’da; henüz gelmemiş, çoktan geçip gitmiş bir Çağ’da, Geekyapar’da bir yazı yükseldi. Yazı, başlangıç değildi. Zaman Çarkı dönerken ne başlangıçlar ne de bitişler vardır. Ama yine de bir başlangıçtı.

Emond Meydanı’nın başkanı Bran al’Vere ile eşi Marin al’Vere’nin beşinci ve en küçük kızı olarak dünyaya gelen Egwene; inatçılığı ve hızlı öğrenme yeteneği sayesinde İki Nehir’deki diğer akranlarının arasından kolaylıkla sıyrılıyor. Sadece hızlı öğrenmesiyle değil, bilgiye olan açlığıyla birlikte Egwene, bilgi ile arasına konulan, kendi iyiliği için olanlar dahil tüm engellere karşı çıkar ve eline geçen ilk fırsatta bu engelleri aşmaya çalışır. Tabii başı da beladan kurtulmaz.

Egwene’in belki de hayatındaki en büyük dönüm noktalarından bir tanesi, henüz dokuz yaşındayken geçirdiği kemik kıran hastalığıdır. Yakalananları büyük acılar sonucunda ölüme götüren bu hastalığa yakalanan Egwene’i, o sıralar henüz daha Hikmet çırağı olan Nynaeve mucizevi bir tedavi sayesinde hayata döndürür. Bu mucizevi tedavi sayesinde hem Nynaeve ve Egwene arasında öncekinden çok daha sıkı bir bağ oluşur.

Sıkı bağlardan söz etmişken gönül ilişkilerine de girmeden olmaz. Her ne kadar adı hiçbir zaman konmasa da İki Nehir halkı Egwene ile Rand al’Thor’u birbirine yakıştırmıştır. Bu ikilinin vakti gelince bir gün dans edeceği ve evlenip, mutlu bir yuva kuracaklarına kesin gözüyle bakılır. Hem Rand hem de Egwene bu konuda herhangi bir adım atmazlar ama onlar da bir gün yollarının kesişeceğine inanarak sakince İki Nehir’de günlerini geçirirler. Fakat tabii ki kaderin, onlar için planladığı şeyler bambaşkadır.

Her İki Nehirli’nin olduğu gibi Egwene’nin hayatı da Moiraine isimli bir Aes Sedai’nin, Bel Tine festivalinden yalnızca birkaç gün önce köylerine gelmesiyle bir daha asla aynı kalmamak üzere değişir. Moiraine Sedai’nin, köylerinde üç adet Ta’veren olduğunu söyleyip, çocukluktan beri arkadaş olduğu Perrin, Mat ve Rand’i İki Nehir’den götürmesine şahit olan Egwene bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı anlar fakat kendisinin de bu değişimin bir parçası olduğunu fark edemez.

Rand, Mat ve Perrin’in, Moiraine Sedai ile onun muhafızı al’Lan Mandragoran ile beraber İki Nehir’den gizlice ayrılacağını fark eden Egwene, dünyayı görmek için ayaklarına kadar gelen fırsatı kaçırmaz ve yiyecek dahil ihtiyacı olan her şeyi yanına alarak Moiraine Sedai’nin ekibini tam köyden ayrılmak üzere hazırlık yaparken yakalar. Her ne kadar Rand, Mat, Perrin ve Lan, görevlerinin zorlu olduğunu öne sürerek Egwene’in hayatını tehlikeye atmamak için onu bu tehlikeli yolcuğa götürmek istemeseler de Moiraine Sedai, artık onun da desenin bir parçası olduğunu söyler ve Egwene’i de yanına alır. Egwene’in planlarına son anda dahil olması üzerine hazırlıksız yakalanan ekibimiz, Egwene’e at bulma konusunda sıkıntıya düşer fakat Rand, Egwene’e babasının atı Bela’yı vererek bu sorunu çözer. Böylece hem Egwene hem de Bela Moiraine Sedai’nin, Tar Valon’a gitmek için yola çıkan kervanına katılır.

Her ne kadar başlangıçta dünyayı görmek isteyen genç bir kızın, önüne çıkan fırsatı değerlendirmesine izin verilmesi gibi gözükse de Egwene’in bu gruba dahil olmasının altında yatan neden daha büyüktür. Moiraine Sedai, İki Nehir’de yalnızca Ta’verenler’in değil ayrıca yönlendirme konusunda büyük potansiyele sahip kadınların da yaşadığını fark eder. Efsaneler Çağı’ndaki Aes Sedai’ler kadar büyük bir güce ulaşabileceğine inandığı Egwene’i Beyaz Kuleye davet eder ve bir Aes Sedai olarak eğitim görmesi için onu cesaretlendirir. Bu teklif, çocukluğundan beri öğrenme açlığı ile yanıp tutuşan Egwene’in aklını başından alır. Dünyayı görmek için sabırsızlanan Egwene, karşısına çıkan bu teklifi kaçırmamak için elinden geleni yapar Hikmet çıraklığını bir kenara bırakarak bir Aes Sedai olma umuduyla Beyaz Kule’nin yolunu tutar.

Artık Egwene Al’Vere’nin atını eyerledik ve onu da İki Nehir’den uğurladık. Şimdi geriye üç Ta’Veren, Çark’ı değiştirecek ve onu kendi etraflarında şekillendirecek üç kahraman kaldı. Bu üç kahramanı ne birbirinden ayrı ne de birlikte anlatmak pek mümkün değil fakat yine de gelecek hafta biz Perrin Aybara’dan başlayarak anlatmayı deneyeceğiz. O zamana kadar hoşça kalın, her zaman gölge ve su bulun!

Author

Kalabalıkta sesini kaybetmemek için içerik üreten biri. Her ateşin iyi bir hikâyeye ihtiyacı olduğunu düşünür. Film, kitap, dizi, karikatür oyun ve müziğin her türlüsüne ilgisi vardır ama parası yoktur. Onu her yerde "Tavşan" diye çağırabilirsiniz.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.