Bilen bilir, bilmeyene de küçük bir özet geçelim. Rol yapma oyunları çoğu uzman tarafından ikiye ayrılır. İlkine “Japanese RPG” denir, Türkçe terim karşılığı J-RYO’dur. Burada savaşlar çok katı bir sıra tabanlı sistemde yaşanır, savaş ekranı ana ekrandan kopuktur, genelde skill ağaçlarını siz dağıtmazsınız ve diyaloglarla budaklanan hikaye konseptine pek ehemmiyet tanınmaz. Diğer türü, yani “Western RPGs” denilenini ise, Batılı RYO olarak çevirmek mümkündür. BioWare, Obsidian ve Bethesda bugün bu akımın öncülerindendir, geçmişinde de Interplay, Black Isle, Origin gibi firmalar vardır.
İşte bugün o Batılı RYO’ların vazgeçemediği klişeleri konuşmak için buradayız. Taa Ultima günlerinden beri bu oyunlar şu 13 klişeyi kullanmaktan vazgeçemediler. Eğer unuttuğumuz, sizin eklemek istediğiniz varsa yorumlarda belirtmekten çekinmeyin. 13 tane yazdık ama, daha çok var farkındayız!
1. Fakir / mahkum / amnezik olarak başlamak
Batılı RYO’ların başlangıç kanunları bellidir. Ya hapishanede başlarsınız (saygılar Bethesda), ya çok fakirsinizdir (saygılar Lionhead), ya da geçmişinize dair hiçbir şey hatırlamazsınız (hepinize saygılar). Stüdyolar bunu kasten yaparlar ki sonrasında kariyer basamaklarını yükselişiniz daha da bir efsane olsun. Tabii amnezik, fakir ya da mahkum olunca toplumdan da soyutlanmış olursunuz, dolayısıyla senaristler sizi dünyaya yeni bir değişken olarak sokabilme şansını elde ederler. Bu sayede de biraz dışarıdan bakma fırsatı edinirsiniz işte…
2. İlk düşman olarak haşarat
Bunun artık tüm stüdyolar farkında. Bu klişe ezbere bilinen bir şey. Hatta çoğunlukla kendi kendileriyle dalga geçiyorlar bu yüzden. Ama değiştirmiyorlar arkadaş! İlk kestiğimiz düşmanlar illa ki ya sıçanlar, ya örümcekler, ya da sürüngenler oluyor arkadaş. Bir de hepsi hormonlu, süper boy….
3. Ekseriyetle İngiliz İngilizcesi konuşan insanlar
İşte biz buna Amerikalıların İngiliz İngilizcesi fetişi diyoruz. Batılı RYO’larda her karakter Downton Abbey’den fırlamış gibi konuşur. Tamam, eyvallah, fantastik edebiyatın temelleri Britanya’da atıldı; kabul İngiliz İngilizceside hakikaten sofistike geliyor kulağa. Tamam da niye tüm dünya o şekilde konuşuyor arkadaş? Bunu herhalde bir Dragon Age kırmayı denemişti, bir yöre İtalyan, bir yöre de Fransız aksanıyla konuşuyordu. Evet işte dostlar, böyle uluslararası sesler duysak ya? Öhm, ses demişken bu arada…
4. Sesini soluğunu duymadığımız ana karakter
Bir RYO’da ana karakter misiniz? Geçmiş olsun, ömür billah konuşmanız mümkün değil. Yani daha doğrusu, siz konuşacaksınız da, sizi kontrol eden canlı kanlı insanın sizi duyması mümkün değil. Bu yıllar boyunca pratik olmadığı için yapılmadı. İşte diyalogunu seç, oku, ondan sonra bir de sesli halini duy meselesi biraz gerdi insanları. Bunu kıran Allah için BioWare’in diyalog tekerleği oldu, ama yine de RYO ana karakterlerinin %90’ı bugün hala konuşamıyor. Onların sessiz çığlıklarını duyun!
5. Kısa zamanda toplanan United Colors of Benetton tarzında bir ırklar arası grup
Bu sessiz karakterimizin etrafında toplanan gürültülü grup, illa ki o evrenin küçük bir birleşmiş milletler konseyi tadına ulaşır kısa sürede. Ne kadar ırk varsa hepsinin birer ikişer temsilcisi bulunur. Tabii aslan payı da her zaman insanlarındır. İlla ki alkol seven dwarf, bilge elf ya da bunların o evrendeki muadilleri gelip, grupta kendi ırklarını temsilen konuşur, şakalaşırlar. Bir de o ırklar arasında hep çok spesifik bir örnek vardır ki o da şöyledir…
6. İlla ki o evrende tüm derdi şeref/onur olan bir ırk
Ya bu nereden çıktı? Niye her fantastik rol yapma oyununda var? Tamam, her evrende birden çok ırk olsun. Okeyim, keyifli keyifli oynuyorum en nihayetinde, seviyorum bu çeşitliliği. Tamam da, illa her fantastik diyarda bir adet “Bizim birincil olayımız şereftir, sözümüzden dönmez, anlaşmaları bozmayız” tarzı bir ırk olmak zorunda? Hatta onlarla tanışırsın, sözünden dönmeyeceği gerçeği yüzünden bir anlaşma yaparsın o sonra istemeye istemeye de olsa anlaşmanın şartlarını yerine getirir, falan…