Müzikal sevenleri üzmeye geldim, hazır mısınız? Live action filmlerinin suyunun çıktığı noktayı resmi olarak geçmiş bulunuyoruz, cümleten hayırlı olsun diyemeyeceğim, çünkü birazdan vereceğim haberin kimseye bir faydası olduğunu düşünmüyorum. Broadway, en başarılı ve en uzun soluklu müzikallerinden biri olan Cats ile live action furyasına katılıyor. Ama ne katılma…
Fragmanı izlemeden önce müzikali bilmeyenler için küçücük minicik bir bilgi veriyim. Cats müzikali, adından da anlaşılacağı gibi kediler hakkında. T.S. Elliot’ın Old Possum’s Book of Practical Cats kitabındaki Jellicle kabilesi kedilerinden yola çıkılarak yazılan müzikaldeki karakterler gerçek kediler. Müzikalde de malumunuz bu kedileri insanlar canlandırıyor. Zarif danslar, vücut dili ve kostümlerle her oyuncunun kediyi anımsatması çok önemli. Müzikal insan yapımı olsa da her karakter aslında bir kedi. Bunu niye bu kadar vurguladın diye sormayın, fragmanı izleyince anlayacaksınız.
Fragmandan edindiğim izlenime göre yarı insan yarı kedi bir uzaylı türünün hikayesini izleyeceğiz, zira bu fragmanın başka bir açıklaması olamaz. Az önce de üstüne basa basa vurguladım, müzikalde insanlar olsa da karakterler kediler. Öyleyse bu mutantlar kim?
“Film yapmak istemişler nesi var” diye bir bahane de üretilemez, zira bu Cats müzikalinin ilk filmi değil. 1998 yılında müzikalin film versiyonu yayınlandı, buradakinden farklı olarak da tiyatro sahnesinde oynanan müzikalin kamerayla çekilmiş haliydi. Amaç illa müzikali yaymak ise, pekala müzikale ve sahneye saygı duyularak da yapılabilir. İzlediğimiz fragmandan yola çıkarak filmin böyle bir amacı olduğunu ise katiyen düşünmüyorum. Evet filmde dans ve müzik var, evet bütün oyuncular gerçekten kedi kadar zarif. Fakat ne yazık ki müzikalin kökenine sadık kalma çabası, filmi güzelleştireceğine ne yazık ki filmi mahvetmiş.
Oyuncular demişken biraz da filmde yer alan isimleri inceleyelim. Filmin kadrosu zaten tam bir cümbüş. Ian McKellen, Judi Dench ve Idris Elba gayet güvenilir oyuncular, o kadar ki bu projeye nasıl ikna edildiler anlam veremiyorum. James Corden’a yeni yeni ısınsak da adam müzikaller için yaratılmış. Öte yandan Taylor Swift, Rebel Wilson ve Jason Durelo da filmin kadrosunda. Bir yanı Oscarlık, öteki yanı Spotify playlisti. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! Üstelik filmin yazar ve yönetmeni The Danish Girl, Les Miserables, The King’s Speech filmlerinin yönetmeni Tom Hooper. Bu demek oluyor ki büyük ihtimalle bu filmden CGI’yı çıkarırsak oyuncusuyla, yönetmeniyle ortaya gerçekten güzel bir film çıkabilir. Ancak ne yazık ki CGI bu filmin tam göbeğinde, film yarı kedi yarı insan mutantların hikayesini anlatıyor.
Anlamıyorum, gerçekten anlam veremiyorum. Bu film neden yapılıyor, bu kadro nasıl ikna olmuş, kimse neden bu yapıma bir dur dememiş? Cats müzikali sahnesiyle ve performanslarıyla büyüleyici bir etkiye sahip, mutlaka sahnede görülmesi gereken bir müzikal. Sahnedeki yapımın yarattığı etkiyi filmde yakalamak güzel ama imkansız bir hayal. Tiyatro sahnesinden beyaz perdeye geçen her yapımda olduğu gibi, dekor ve sahne gerçek lokasyonlara dönüştüğünde hikaye daha da gerçekçi bir hal alıyor. Hele ki Cats gibi, sahnenin verdiği illüzyonunun çok kritik olduğu bir müzikalde, bu masalsılığı CGI ile yaratmaya çalışmak gerçekten tüm büyüyü bozmuş. Eğer lokasyon gerçek dünyaya taşınmışsa insan ister istemez karakterleri de gerçk halleriyle görmek istiyor. Bu mantıkla da kedi görmemiz gerekirken elimizde ne yazık ki mutant görünümlü karakterler kalmış.
Diyeceğim odur ki Cats filmi yönetmenlik bakımından iyi, müzikal anlamda tam bir şölen olacak. Ancak bunun için sahnedeki büyüyü bozmaya değer mi? Bir kez daha görüyoruz ki bazı şeyler gerçekten ait oldukları mecrada güzeller.