Felsefesini Anlayabildik Mi Bari?
Aslına bakarsanız Neil Gaiman’ın vermek istediği mesaj çok basit: İnsanları bu denli etkisi altına alan teknoloji ve medyanın istem dışı bir şekilde ilahileştirilmesi. Çağlar ilerledikçe insanların tapındığı ya da kuvvetle inandığı olgular bir bir değişiyor elbette, ki fazlasıyla normal bir şey. Fakat asıl nokta şu: Kendilerine, eskiden inandıklarından daha büyük tutku ve ruhla inandıkları bu yeni “tanrılar”, aslında bir bakıma yozlaşmalarının asıl sebebi. Eh, bir bakıma yeni ilahi varlıkların köleleri olduğunu ama yine de bu kölelikten zevk aldıklarını söylemek de yanlış olmaz herhalde. İlkel ama dünyanın oluşumundan bu yana var olan eski inançlarına oranla, daha büyük aykırılıklar yaşıyorlar zira.
Bu mesajın aksini düşünüp farklı şekilde yorumlayanlar da olabilir elbette; yorum farklılığına her zaman açığız ama bize de anlattığınız sürece. Siz ne dersiniz, Gaiman’ın ve dizi yapımcılarının anlatmaya çalıştığı felsefe ne yönde doğru? Doğruysa bu acı gerçeğin bu denli harika bir fantastik kurguyla anlatılması sizce de gerçekten harika değil mi?
Neden Starz?
American Gods’ın ruhuna yaraşır çarpıklıklar ve aşırılıkları başarıyla verecek kanallar bir elin parmağını kolay kolay geçmez sanırsam. Starz olmasaydı HBO ile çok güzel işler çıkarılabilirdi diyenler mevcut; tabii bu kısımda iki kanala da yergi söz konusu değil hiçbir şekilde. Zira Starz’ın daha önceden şahsi olarak hayranlıkla takip ettiğim projesi olan Da Vinci’s Demons‘da da, her bir sezonuyla izleyicisini bağımlısı yapan ve o muhteşem sonuyla herkesin yüreklerini alevleyen Spartacus‘te de bu tür bir havayı sezmek mümkündü.
Nasıl tanımlarız o kısmı tam emin değilim ama Starz’ın kendine has tarzı ile argo lisan, seksüellik, çarpıklık, karanlık ton ve birtakım aşırılıklar American Gods’ın şanına yaraşır seviyede. Üstüne üstlük vahşetin ateşini bir gıdım bile kısmadan tüm çıplaklığıyla veren görüntü ekibi de ayrıyetten başarılı. Belki vücuttan çıkan kan o kadar da su gibi olmayabilir ama asıl amaç kanın nasıl damarda durmadığı, değil mi?
Vikinglerin savaş sahneleri ya da Shadow’un asıldığı o Rönesans tablosundan bozma kısımlar olsun; her şeyiyle görüntü tarafından tam puan alır bence dizi.
Son Not – İzlemeye Değer Mi?
Tek kelimeyle: EVET. Bakın ama büyük harflerle evet. Büyük bir okur çoğunluğundan da gelen yorumlarla romanın diziyle olan paralelliği konusunda onayı kapan yapım, gelecek yedi bölümünde de merakla beklenecek diziler listeme girdi. Her karakter portrelemesiyle size kendini sevdireceğinden de fazlasıyla eminiz. Neil Gaiman’a ya da American Gods kitabına dair tek bir şey bilmeseniz bile izleyebilirsiniz, gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz bunu. Sevmemeniz için çok bir sebep yok zira.
Arkaik şeylerden hoşlanır mısınız? Mitoloji seviyor musunuz? Verilen sinsi mesajlarla felsefe arayışından hoşlanıyor musunuz? Karanlık, vahşi ve çarpık yapımlar size yakın mı geliyor? O zaman American Gods’a başlamamanız için pek bir neden göremiyoruz. Başlayın, şans verin. Beğenmezseniz bir sonraki Çarşamba günü Odin tarafından memnuniyetle ziyaret edilebilirsiniz yalnız, dikkat…