Netflix, Jenna Ortega‘nın canlandıracağı Wednesday Addams karakterinin odağında bulunduğu bir Addams Family uyarlaması üzerinde çalışıyordu, geçtiğimiz gün de söz konusu dizinin fragmanı yayınlandı. Resmi tanıtımın altındaki yorumlara bakarsak insanlar, izledikleri şeyden çok memnunlar fakat Addams Family’nin filmleri, atari oyunu ve çizgi dizisiyle büyümüş olan ben, maalesef ki aynı fikirde değilim.

Tabii önce fragmanı koyalım ve meseleyle ilgisi bu kadar olup, linke zaten fragman için tıklayıp yazının geri kalanını okumaya üşenen genel kalabalığı da pek meşgul etmeyelim. Buyurun:

The Addams Family, yaratılış fikrinde ve yaratıcısının zamanında, yirminci yüzyılın ideal Batılı aile yapısını, biraz hiciv biraz ironi ile tersinden anlatmak isteyen bir eser. Addams ailesinin fertleri ürkütücü şeylerden zevk alıyorlar, aynı mahallede birlikte yaşadıkları diğer insanların onları bazen korkunç bazen garip bulduklarının, bazen de onlarla farklı oldukları için alay ettiklerinin farkında değiller yahut farkında değilmiş gibi yapıyorlar. Bu tanıtım filminde şu söylediklerimin hangisini görüyorsunuz? Tüm bir dinamik bunun üzerine, beyazların içindeki kara koyun olmanın üzerine kuruluyken, Wednesday’i alıp, kendisi gibi, tırnak içinde garip insanların bulunduğu bir okula yerleştirdiğinizde o dinamik nereye gidiyor?

Tanıtım filminde, Wednesday Addams’ın kardeşi Pugsley için söylediği ikonik repliği “Kardeşime ancak ben eziyet edebilirim“i alıp birebir kullanmışlar. Fakat böyle replik almak yetmiyor; Wednesday karakteri, daha ergenliğine girmeden 800 küsur yaşında bir insan gibi davranıyordu ve onu sevme sebebimiz de ‘büyümüş de küçülmüş‘ tanımına, olabilecek en ters şekilde tur bindiren, müstehzi ve yılgın tavırlara sahip olmasıydı. Burada Jenna Ortega, kendisini ne kadar seversek sevelim, yapılan bir tercih sonucu karakteri bıcır bıcır bir afacan olarak canlandırmış gibi gözüküyor. Yine tanıtım filminden yola çıkılarak karaktere bir ‘büyüme hikâyesi‘ yazdıkları sonucuna varmak mümkün, bu da bir başka problem. Bu karakter, ‘coming of age‘ şeklinde özetleyebileceğimiz bir türün, bir ‘büyüme hikâyesi‘nin öznesi değil ve aksine -illa anlatılacaksa- bu hikâyenin, doğası gereği, tersinden anlatılması lazımdı. Yani, o kadar ki ben izlediğim bu fragmana sahip dizinin, Tim Burton’un elinden çıktığına inanmak istemiyorum zira kendisi, tarzını beğenin ya da beğenmeyin bu işi kotaracak en bilindik isimdi!

Addams Family’nin en temelde yaptığı, bin yıllık bir gelenek olan uyumsuzluktan mizah çıkartmaktan başka bir şey değildi aslında; hikâyede, kurguda anlatıldığından daha geniş bir ölçekte ironi bulunuyordu ve Addams Family’i çekici kılan şeylerden biri de buydu. Üzerine var olan tüm gotik klişeleri alıp, korkuyla komediyi birleştirmesini ve buna rağmen yine de aileyle izlenmeye uygun olmasını da eklemek gerek elbette. Ben yayınlanan tanıtımda bunların hiçbirini göremedim, hâliyle internetle aynı fikirde değilim. Ha, çıkınca oturup izleyeceğim, orası ayrı bir konu. Siz ne dersiniz?

Author

Editör-in-çiif. Hayvan dostu, çokça yalnız; ismiyle müsemma ama çoğunlukla zararsız. İyi tavsiye verir, geç olana dek ciddiye alınmaz. Her geçen gün bitkinliğine şaşırarak ‘takı taluy takı müren‘ arıyor.

1 Comment

  1. Kesinlikle katılıyorum. Yine bir Netflix çarpıtması ile karşı karşıyayız. Ergen dizisine çevireceklermiş gibi duruyor.

Betül için bir cevap yazın Cevabı iptal et

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.