Sayısız mistik kavram ve varlıkla dolu Dune evrenindeki en ilginç varlıklardan birisi hiç şüphesiz gezegenin inanç sisteminin merkezine oturan o devasa kum solucanlarıdır. Peki bu canavarlar ne kadar gerçek?

Arrakis gezegeninin korkulan canavarları olan kum solucanları Dune denince akla gelen ilk varlıklardan birisidir. Öyle ki evrendeki baharat dolaşımının en kilit noktasında yer alırlar ve Fremen toplumunun inançlarının merkezine otururlar. Hem insanların onların sırtına binip seyahat ettikleri yaratıklardan birisidir, hem de aynı kişilerin tanrısal varlık diye taptıkları sembollerdir. Bu yönleriyle bizim dünyamızdaki ineklerle ortak bir özellik paylaşırlar. Ürettikleri baharatın tüketiliyor olması da yine paylaşılan benzer durumlardan bir tanesidir. Madem inekler ve kum solucanları arasındaki ortak özelliklerden yola çıktık, gelin bugün kum solucanlarının gerçeklikleri ve Dünya isimli mütevazı gezegenimizde buldukları karşılıkları konuşalım sizinle.

Dune Part 2 filminden kum solucanlarının da olduğu bir görsel.
“Lütfen dikkat, peronlarda bulunan sarı çizgiyi geçmeyiniz.”

Moğol Ölüm Solucanları

Gobi Çölü’nün en kurak ve kumlu bölgelerinde yaşadığı söylenen kum solucanı Moğol toplumunun içinde hikayesi iyi bilinen bir canavardır. Hatta ülkenin bağımsızlık hareketinin önemli bir parçası olan ve dnemin başbakanı da olan Jalkhanz Khutagt Damdinbazar 1922 yılında bu gizemli solucanı şu şekilde betimler:
“Bir kafası veya bacağı yoktur ve öyle zehirlidir ki ona dokunmak ölüm anlamına gelir. Gobi Çölü’nün en ıssız yerlerinde yaşar.”

Moğul Ölüm Solucanı için bir sanatçı tarafından betimlemeler temel alınarak çizilen resim.
Sanatçı tarafından betilemelere göre yapılan çizim.


Bazı kaynaklar canavarın bir metreye yakın boyu olduğunu söylese de bir kısmı bu yaratığın yer altında hareket ettiğini ve ilerledikçe yeryüzünde dalgalar yarattığını iddia ederler. İnsanlar solucanı yarattığı bu dalgalar aracılığıyla görürler ve çok nadiren yer yüzüne çıkar. İddialara göre canavar ölümcül zehrini uzaktan da püskürterek avını yakalayabilir, daha da garip söylentiler ise solucanın elektrik dalgaları yayabildiğini anlatır. Olgoy Korkoy adıyla da bilinen bu canavarın izini bir Rus paleontolog ve bilim kurgu yazarı olan Ivan Yefremov, 1944 yılında Gobi Çölü’ndeki fosilleri inceleyerek bulmaya çalışmışsa da söylentilerden başka bir şey geçmemiştir eline.

Yine 2005 yılında araştırmacı Richard Freeman de bölgede canavarın peşine düşmek istemişse de onun çalışmaları da sonuçsuz kaldı. Freeman bu iddiaların yerel toplumun Gobi Çölü’nde henüz keşfedilmemiş bir sürüngenimsi solucan veya solucanımsı sürüngen bir türe ait olabileceğini söyler. İngiliz biolog Karl Shuker ise canavarın efsanelerde üzerindeki dikensi çıkıntılarla var olduğunu iddia eder. Devasa bir inek bağırsağı (bakın yine inekler) canlının kendisinden bağımsız kalmış da çevresine dehşet salmış gibi Büyük Bağırsak Solucanı olarak da ismi çevrilen bu yaratığın cansız bedenini, eğer öldüyse, Gobi Çölü’nün korumuş, mumyalamış, saklamış olması çok olasıdır.

Bir inek.
Anlatılanlara göre iki kafası olabiliyor, boynuzlarını insanlara geçirebiliyor ve kırmızı renge karşı bir hassasiyeti var. Ayrıca çok lezzetli.”

Genelde yaz aylarında görülür, bazı kaynaklara göre boyu bir metreyle sınırlı kalmaz ve en kısa hali üç, en uzun hali ise beş metredir. Moğol göçebelerin söylediğine göre bu canavar sarı renge özellikle çekilir. Zehrini püskürtmeden önce vücudunda patlayacakmışçasına bir balon şişer ama en sonunda zehir buradan püskürtülür.

Çölde araştırmalar yapan uzmanlar bu coğrafyada bu özellikleri taşıyan herhangi bir omurgasız canlının yaşayamayacağını söylerler çünkü bu organizmaların bedenlerindeki nem oranını korumaları gerekmektedir. Yine de solucanın çöl coğrafyasına uyum sağlayabilmesi de her ne kadar uçuk olsa da yine bir ihtimaldir. Buna rağmen uzmanların görüşleri toplumdaki bu söylentilerin çölde yaşayabilecek ya kısa bacaklı ya da evrimsel süreçte bacaklarını kaybetmiş büyük bir sürüngenden kaynaklanabileceği yönündedir. Amerika’nın güney eyaletlerinde ve Meksika’da görülen Gila canavarı Gobi Çölü’ndeki söylentilere neden olan bu teorik hayvana örnek olarak gösterilebilir.

Dune evrenindeki kum solucanları sadece filmler, kitaplar ve oyunlar üzerinden bizlere dokunuyor olabilir ama bu dev canavarların sadece Arrakis gezegeninde değil, bizim yuvamızda da karşılığı var. Gökyüzüne hükmeden ejderhalar, dağlarda ve ormanlarda dolaştığı söylenen büyük insanımsılar, en büyük göllerin diplerinde yüzen canavarlar ve karanlık derinliklerde saklandığı anlatılan kozmik tanrılara ek olarak bir de çöllerde kumların altında hareket ettiği iddia edilen ölüm solucanlarımız var.

Dune ilk filmi ile şu an baştan vizyona girmiş durumda ve Dune: Bölüm 2 de 1 Mart 2024 itibariyle bizlerle buluşacak, inekleri ve solucanlarıyla birlikte. Peki sizin en çok merak ettiğiniz canavar efsaneleri hangileri ve bunları ne zaman konuşup alüminyum şapkalarımızı giyeceğiz?

Dune filminden kum solucanının bulunduğu bir görsel.
Sizi de acıktırmıyor mu?
Author

Size bir hikaye anlatayım.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.