Filmlerdeki ana karakterlerimizi genelde iyilik timsali, moral pusulası sağlam ve örnek alınacak kişiler olarak görmeye alışığızdır. Fakat izlemekten asıl zevk aldığımız hikayeler ise aslında macerasına tanıklık ettiğimiz karakterlerin değişimini, gelişimini görmektir. Bu iyi yapıldığında oldukça tatmin edici hikayelere sebep olur. Avatar filmi de yine bu türden bir hikayeydi hatırlarsanız. Jake Sully kaynaklarını sömürmek için geldiği Pandora gezegeninde düşündüğünden çok daha başka şeyler buluyor ve zaman içinde ordusuna sırt çevirerek Na’vi ırkına mücadelelerinde destek veriyordu. İşte bu listede de buna benzer birkaç örnek filmden bahsedeceğim.

1-Dances with Wolves

Vizyon Tarihi: 1990

Teğmen John Dubar’ın İç Savaş sırasında şans eseri ordusunu zafere ulaştırması sonucu talep ettiği yer değişimiyle batı sınırındaki sessiz sakin bir noktaya gitmesiyle başlayan film, orada tanıştığı Kızılderililer ile bağ kurmasını ve içlerinden birine aşık olmasını anlatıyor. Tabii bir zamanlar teğmenlik yaptığı ordusu, bulunduğu bölgeye doğru ilerleyince karakterimiz zor bir seçim yapmak zorunda kalıyor. Dances with Wolves En İyi Film ve En İyi Yönetmen da dahil olmak üzere yedi Oscar ödülü kazanmış bir klasik. Avatar çıktığı zaman da ikisinin adı sık sık birlikte anılmıştı benzerlikler açısından.

2-The Last Samurai

Vizyon Tarihi: 2006

Tom Cruise’un en iyi performanslarından birine şahit olabileceğiniz The Last Samurai filmi, İç Savaş sırasında yaptığı şeylerden pişmanlık duyan ve bu vicdan azabını söndürmek için şişelerin dibini gören Yüzbaşı Nathan Algren’in Japonya’daki isyancı samuray grubunu bastırmak için imparatorluk askerlerini eğitmeye gitmesiyle başlıyor. Henüz hazır durumda olmayan askerleri sahaya sürmek zorunda kalan karakterimiz bu sırada isyancı samuray grubu tarafından esir alınıyor. Düşman gördüğü insanların arasında geçen süre içerisinde ise hem kendine hem de inandıklarına dair bir sorgulama süreci başlıyor. Etkileyici müzikleri Hans Zimmer tarafından bestelenen film cidden çok iyidir, hala izlemediyseniz daha ne bekliyorsunuz?

3-District 9

Vizyon Tarihi: 2009

District 9 hem yönetmen Neill Blomkamp için hem de başrol Sharlto Copley için kariyerlerinin ilk büyük filmiydi. Güney Afrika’nın başkenti Johannesburg üzerine inen bir uzay gemisi ve ardından geçen yirmi yılda uzaylıların düştüğü mülteci konumuyla beraber sosyal eleştiri yapan filmde, onları yeni bir bölgeye yerleştirmek için hükümet ile işbirliği içinde çalışan Multinational United şirketinin bu operasyonuna liderlik eden Wikus van de Merwe isimli çalışanın başına gelenler işleniyordu. Uzaylılara yasal belgeyi imzalatma işlemleri sırasında bir tür enfeksiyon kapan karakterimiz yavaş yavaş onlardan birine dönüşüyorken, bu süreçte insanlığın ne demek olduğunu ve önyargıların nelere sebep olabileceği insanı düşündüren bir biçimde aktarılmıştı. Aksiyon sahneleri de oldukça iyi olan bu film, geçtiğimiz on yılın en önemli bilim kurgu eserlerinden biri olarak görülüyor. Daha hala devam filmini beklediğimiz yapıma mutlaka göz atın.

4-Blood Diamond

Vizyon Tarihi: 2006

Leonardo DiCaprio ne kadar iyi bir oyuncu diye bir kez daha ikna olmak istiyorsanız bu şaheseri izleyebilirsiniz. Adından da anlaşılabileceği gibi Afrika kıtasındaki Sierra Leone ülkesinde yaşanan İç Savaş ve bunun ülkeye etkileri dışında, bir yandan da illegal elmas ticaretinin kirli dünyasına ışık tutan filmde Djimon Hounsou da yardımcı rolde döktürüyor. Eski paralı asker Danny Archer’ın, sadece yerel halktan Solomon Vandy tarafından yeri bilinen elmasın peşine düşmesini ve bu yolda yaşananları anlatan film birçok sahnesinde içinizi sızlatacak haberiniz olsun. Yönetmen The Last Samurai filmini de çeken Edward Zwick, onu da belirtmiş olayım.

5-Atlantis: The Lost Empire

Vizyon Tarihi: 2001

Disney’in en değeri bilinmeyen iki animasyonundan biri olan Atlantis: The Lost Empire filmi yıllar önce sular altına gömülmüş olan Atlantis’in Milo Thatch adında bir hizmetlinin önderliğinde bir grup maceracı tarafından bulunmasını ve bunun üstüne gelişen çatışmaları anlatıyor. Baş karakterimizin adeta büyülendiği Atlantis, grup için aynı şeyi pek de ifade etmiyor diyebiliriz. Çok uzun bir süresi de olmayan bu film Disney’in ilk bilim kurgu animasyonu olma özelliğini de taşıyor. Bahsettiğim diğer hakkı yenmiş film Treasure Planet bu arada, gerçek anlamda gizli bir hazine.

Bonus: Pocahontas

Vizyon Tarihi: 1995

Avatar denince adı anılmadan geçilmeyen bir diğer film Pocahontas da tabii ki listede var. Gerçek hikayesi hiç de Disney masalı gibi olmayan filmin kendisinde ise sömürgeci John Smith ile yasak olan bir arkadaşlık kuran Pocahontas’ın kendi kabilesi ile sömürgeci güçler arasında çıkması kaçınılmaz savaşa engel olmak için gösterdiği çabayı izliyoruz. Aynı zamanda bir Disney prensesi olan Pocahontas gerçekte oldukça üzücü bir yaşama sahip ne yazık ki. Onu da okumanızı tavsiye ederim.

Listedeki filmlerden hangilerini izlediniz? En sevdiğiniz film hangisi? Başka bu türde örnekleriniz var mı? Avatar’ın devam filmini izleyecek misiniz? Ondan beklentiniz ne seviyede? Sorulara cevaplarınızı maddeler halinde bizimle paylaşabilirsiniz.

Author

Hikâye odaklı oyunlar oynarım, film/dizi izlerim, arada sırada da çizgi roman okurum. Bunlarla meşgul değilsem de muhtemelen uyuyor olurum. "Benim düşünceme göre endişelenenler iki kez acı çeker."

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.