Atonement
Herhalde zaten altını çizmeye gerek yok. McAvoy büyük maçların havasını Narnia’da alıp, Last King ile birlikte ciddiye alındıktan sonra Starter’da biraz daha eğlencelik işleri tecrübeledi; tamam. Ama onu alıp, bir and yıldız oyuncu mertebesine yükselten şey Atonement oldu. Altın Küre ve BAFTA adaylıkları geldi, Oscar için de çok ciddi bir lobi dönmekteydi. Joe Wright’ın yönettiği filmde McAvoy, haksız yere tecavüzle suçlanan Robbie karakterini pürüzsüzce oynuyordu. Gerçekten, filmin iç parçalamasında on sebep varsa, beşi direkt McAvoy.
Wanted
Sonra ilginç bir şey oldu McAvoy’un kariyerinde. İskoç aktör, aksiyon yıldızı olmaya karar verdi. Üstelik de bunu Avrupa sinemasının en nevi şahsına münhasır yönetmeni Timur Bekmambetov’un kılavuzluğu altında, Angelina Jolie ve Morgan Freeman eşliğinde yaptı. Baya da iyiydi bana soracak olursanız. Niye bu film yeterince övülmez bilmem, ama bu akşam izleyecek film arıyorsunuz diye yapıyoruz ya bu filmleri biraz? O zaman çok net söyleyeyim: Aksiyonu geniş çekim ve temiz plan alınmış, hikayesi aksaksız ilerleyen, görsel seyirliği yüksek bir aksiyon filmi bulmuşken, kaçırmanızı istemem!
X-Men: First Class
First Class’i aldık ama, bizce McAvoy’un şahsi performansı Days of Future Past’te daha iyiydi. Sadece Matthew Vaughn’ın yönettiği First Class genel olarak DoFP’ten daha iyi bir filmdi. Esas sebep o, ama biraz da yalan olmasın, First Class’ı McAvoy’un tüm Professor X performanslarına vekaleten aldık. Zira Patrick Stewart’ın pabuçlarını doldurmak kolay bir iş değildi. Ama McAvoy yapınca, ne hikmetse kolay gözüktü. Sanki hep o Xavier’mış gibi hissettik, daha henüz First Class’in sonunda dahi!
Filth
Sinemada gerçekten ahlaki olarak çökmüş karakterleri izlemenin keyifli bir yanı var. Özellikle de bu karakterler, gerçekten usta aktörler tarafından canlandırılıyorsa. Otomatik Portakal’ın Alex’ini düşünün, McDowell’ın o rolde ne kadar müthiş şeyler yaptığını… İşte James McAvoy’un Filth’teki karakteri Bruce Robertson da o tipte bir karakter. Trainspotting’in yazarı Irvine Welsh’in aynı adlı kitabından, Jon S. Baird tarafından uyarlanan Filth de, o keyfi veren bir film. Herkese göre olduğunu iddia edecek değilim, ama kimyanız tutarsa dev eğlendirir, onu söyleyebilirim!