Kraven fragmanı (hem de ikincisi!) yayınlandı, peki bu durum süper kahraman yorgunluğumuza iyi geldi mi? Gelin, birlikte irdeleyelim.
Kraven the Hunter, Spider-Man’in nevi şahsına münhasır düşmanlarından. Örümcek’in çoğu düşmanı börtü böcek iken bu adam ise bir avcı, Spider-Man’i yakalayıp dünyanın en iyi avcısı olduğunu kanıtlamak istiyor. Yer yer anti kahraman olarak da resmedilen Kraven, Kraven’s Last Hunt çizgi romanı ile bambaşka bir boyut kazanıyor. Karakterin Sinister Six’in gediklilerinden olması da Sony’nin Spider-Man’siz Spider-Man evrenine katılmasını mecbur kılıyordu. Nitekim Venom, Morbius ve Madame Web‘ten sonra sıra Aralık 2024’te Kraven’a geliyor. Başrolünde Aaron Taylor-Johnson’ın yer alacağı Kraven the Hunter filmi, yeni fragmanı ile karşımızda.
Fragmanla ilgili düşüncelerim karışık. Aaron Taylor-Johnson role yakışmış görünüyor, babası rolündeki Russell Crowe’a saygımız sonsuz, Rhino kötü durmuyor ve R-rated olması güzel. Ama şöyle bir durum var ki, filmin ilk fragmanını izlemediğimi bu fragman gelince hatırladım! Yani bana hak vereceksiniz diye düşünüyorum sevgili geekler, günün sonunda biz içerisinde Spider-Man’in olmadığı bu Sony evreninde 4. kez bir süper kötünün orijin hikâyesini izleyeceğiz. Önceki filmleri düşünüyorum, Kraven da onlar gibi orijin hikâyelerinin basit örüntüsünü takip edecek bir film olacak gibi duruyor. Aksiyon sekansları ve sinematografi de akşam televizyonda rastgele denk geldiğimiz aksiyon filmlerine benzer olunca sormadan edemiyorum, neden direkt streaming platformlarına gelmiyor ki bu film?
Elbette işin içindeki maddi kaygılar, Sony markasının ismi, büyük oyuncuların dahiliyeti falan bunu engelliyor, farkındayım. Hatta “IMAX formatında izleyebilirsiniz” diye kocaman yazmışlar. Sonuçta Venom filmlerinin gişe başarısı göz önüne alındığında diğer filmleri de beyaz perdede yayınlamak mantıklı. Ancak iki Venom filmini de evde izlemiş biri olarak şunu söylemek isterim, filmleri sinemaya vereceğim paranın yüzde biri fiyatına kiraladığımda yaşadığım hayal kırıklığı inanılmaz azalıyor!
Önceki iki paragraf ile Kraven’ı önemsemediğimi ve evimdeki küçük ekrandan izlemeye razı olduğumu neden mi anlatıyorum? Çünkü Endgame sonrası süper kahraman yorgunluğu buraya da sirayet ediyor bence. “IMAX’te izleyin” diye pazarlanan, fragmanları milyonlarca izlenen filmlere önem atfediyor insanlar. Marvel’ın “it’s all connected” sloganından gelen seyirciler, her şeyi izlemek istiyor, her şeyi izleyemediklerinde tatları kaçıyor.
Bu yazıda sizlerle yapmaya çalıştığım sohbetin benzerini Deadpool & Wolverine çıkışında arkadaşlarım ile yaptım. Marvel’ın diziler başta olmak üzere çok fazla içerik çıkardığından, “hepsini izlemek gerekliliğinin” yorucu olduğundan dert yandılar. Bu yüzden Disney+ dizilerini geçtim; Eternals, The Marvels ve Doctor Strange 2 gibi filmleri bile izlememişler. Bence işin komik yanı şu, MCU’nun son dönemde The Marvels haricindeki tüm filmleri tek başına tüketilmeye çok müsait! The Marvels’ı da izleyebilirsiniz ha, sadece dizilere hakim olmak filmin içine girmenizi kolaylaştırıyor.
Bu durum da beni şunun üzerine düşünmeye itti: Dizi/film endüstrisi çizgi romanlar gibi bir içerik enflasyonunu kaldıramıyor mu acaba? Çizgi romanlarda tüm Marvel evrenini etkileyen bir event yapılsın mesela; event’in kendi serisi haricinde karakterlerin kendi çizgi roman serileri devam edebiliyor, event’e özel alt seriler yayınlanabiliyor ve sonsuz sayıdaki bu içerik bir arada var olabiliyor. Secret Wars çizgi romanını okurken kenarda Armor Wars diye bir alt serinin olması okuru rahatsız etmiyor.
Tabii ki çizgi romanların maliyeti düşük, bu düşük maliyete bağlı olarak pazarlaması agresif değil. Bütçelere bakıldığında çizgi roman ile dizi/film sektörünü karşılaştırmak manasız. Ama bence bu dev firmaların çağrılarına kulak asmayıp bir çizgi roman okurunun yapabildiğini yapmak gerekiyor. Tüm serilere, tüm evrene küsmeden istediğimiz içerikleri seçebilmeliyiz. Karakterin ilgi çekiciliği, Tom Hardy’nin oyunculuğu ve Venom’ı MCU’da görme ihtimali ile Venom 3‘ü sinemada izleyebilmeli; Kraven the Hunter’ın fragmanlarını bile izlemeden platformlara düşmesini bekleyebilmeliyiz. Hatta belki de Spider-Man hayranı olsak bile Sony’nin evreni Sinister Six filmi gelene kadar tozlu raflara kaldırabileceğimiz bir hâle gelmeli!
Zaten aslında içeriğin önemini anlama veya hissetme görevi izleyiciden firmalara geçmeli. Marvel dizi üretirken -sinema oyuncularını oynatmanın da etkisiyle- içeriklerini MCU filmlerine eşdeğer kıldı. Şimdi bunun işlemediğini gördüler ki Marvel Spotlight başlığını çıkardılar. Bu gibi gelişmeleri önemli buluyorum çünkü yazı boyunca yaptığım serzenişleri azaltmak adına atılan adımlar bence.
Siz ne dersiniz geekler? Geek’likte merak vardır, konunun bütününe hâkim olma isteği vardır, tüm göndermeleri anlama mücadelesi vardır, bütün içerikleri tüketmezsem rahat edemem mi diyorsunuz, yoksa yaratılan içerik enflasyonunun arasında sakin kalmayı başarabildiniz mi? MCU’yu takip edebilmek için Disney+ dizilerini yalayıp yutmak gerekiyormuş gibi hissettiniz mi? Abbas Güçlü ile Genç Bakış’ın forum atmosferini yaratmak suretiyle yorumlara bekliyorum.