Kurtardığı yaralılarla Shishigami’nin ormanına girmekte olan Ashitaka’nın karşısına Kodama isimli ağaç ruhları çıkar. Bu ruhlar ormanın ne kadar sağlıklı olduğunu gösterir. Yaralılardan biri olan Kouroku, Kodama’lardan korkar ve lordlarını yani Shishigami’yi getirmeye gideceklerini söyler. Ashitaka ise oldukça rahat bir şekilde korkulacak bir şey olmadığını açıklarken Doğa/İnsan dikotomisi içinde doğaya modern insanın olduğundan çok daha yakın olduğunu gösterir. Ormanın içinden geçerek Kouroku’nun yaşadığı Tataraba’ya (demir kasabası) geldiklerinde, kasabanın yerlileri ormandan çıkanların insan olduğuna başta inanamazlar. Tekinsiz sayılan ormandan çıkanların ölümden tekrar hayata dönenler olduğunu sanarlar.
Tataraba, Lady Eboshi’nin yönetimde olan, kadınların demir üretiminde çalıştığı, erkeklerin ise kasabalar arasında yiyecek ve demir taşıyarak iş bölümü yaptığı bir yerdir. Kasabanın yerlileri, sosyal sınıflar içinde marjinal sayılabilecek hatta dışlanmış diyebileceğimiz insanlardır. Özelllikle silah üretimi için çalışanlar, Lady Eboshi’nin onlara hayatta bir şans daha verdiğini söyleyen cüzzamlılardır. Kasabayı ilk gördüğümüz andan itibaren Kadın/Erkek dikotomisi içinde alışık olduğumuz hiyerarşi de yok edilir. Ayrıca Tataraba çevresindeki ormanın demir tozu için kesilmesi ve suyun demirin topraktan ayrılmasında kirletilmesiyle de, Miyazaki diğer filmlerinde de çokça öne çıkardığı Doğa/Sanayileşme ikiliğini ortaya koyar. Ayrıca kasaba halkının, liderleri Lady Eboshi’ye olan sevgi ve saygısını da öne çıkararak, sanayileşerek doğayı yok eden insanın klişe gösterimini de sorgular. Modern insanın bir metaforu olarak Tataraba halkı ve Lady Eboshi yaşamak için ilerlemek zorundadır ve iyi/kötü dikotomisi içinde basitçe kötü diyebileceğimiz bir tasvirle sunulmamışlardır. Lady Eboshi, hiçbir erkeğin desteğine ihtiyaç duymadan, herşeyin kontrolünü elinde tutarak ormana karşı savaşta insanlarını askeri anlamda da yönetir ve bir nevi devrimci lider rolü oynar.
Lady Eboshi, filmde teknoloji ve kültürü simgeler. Fakat erkek olarak tasarlansaydı, klasik tiplemeler içinde mazlum doğaya karşı zalim bir karakter olmaktan öteye gidemeyecek, film de başka bir klişe olarak kabul edebileceğimiz sanayileşmeyi, teknolojiyi ve silahları şeytani gösterme yolunu seçmiş gibi gözükecekti. Oysa Eboshi’yi incelediğimizde ormana karşı yaptığı saldırılarda bile halkını koruma ihtiyacını görürüz. Lady Eboshi’yi ormana zarar verdiği için öldürmek isteyen San ve ormandaki Kami’ler kadar, silah üreten bu insanların da yaşamaya hakkı olduğunu gösterir Miyazaki. Her ne kadar kötü imgesi dışına yerleştirilse de Tatara halkının sanayileşirken doğa ile ilişkisi, modern dönem insanına getirilen bir eleştiri gibidir çünkü halk doğayla birlikte yaşama çözümleri aramak yerine onu yok etmeyi seçmiştir.