Video oyunlarını seviyoruz değil mi? Bizi diyardan diyara, maceradan maceraya sürükleyen bu dijital sanat eserleri hayatımızın farklı bir yerinde duruyor. İçerdikleri interaktif eğlence anlayışı sayesinde, kimi zaman benim diyen filmden ya da diziden bile daha fazla etkilemeyi başarıyorlar. Ama güzel olan her şeyin bir noktada popülerleştikçe işin çirkinleşmeye başlaması talihsizliğini, video oyunları da zaman zaman deneyimliyor ne yazık ki. Retro olarak adlandırdığımız, eski dönemlerde çıkmış klasikleri çeşitli ekstra içeriklerle paketleyip, hayranlara yeniden sunmak alışkın olmadığımız bir paket modeli değil. Hatta yakın zamanda gerek TMNT oyunları ile gerek Capcom’un kendi arcade klasiklerini bir araya toplaması ile örneklerini de gördük. Bu ayın başlarında çıkan Sonic’in devam filminin de rüzgarıyla beraber yaz başlarında bizlerle buluşacak olan Sonic Origins koleksiyonu da az önce bahsettiğim bu çirkinlikten nasibini aldığını oyunun çeşitli edisyonlarını gösterdiği şu tablo ile kanıtladı.

Baktığınızda ve hatta açıklamaları bile okuduğunuzda hala kafanızın karıştığı bu tablo, bir endüstri klasiği olarak farklı edisyonlarda farklı ekstralar ve hatta DLCler sunuyor. Kimi hayranların “Zaten oyunda olması gerekiyordu” diye isyan ettiği çeşitli maddeler de bulabileceğiniz görselde asıl sorun DLClerin de ayrı edisyonlar gibi konulmuş olması ve ana kafa karışıklığının sebebi bu. İşin o tarafını bırakıp, genel resim adına konuştuğumuzda ise “Şunu alırsan şu gelir, bunu alırsan bu gelir, öbürünü alırsan beriki gelir” türevi şartların bunaltıcılığını ve resmen içimizdeki “Eksiğim olmamalı” kusurunu sömürmeye dayalı mantığının ne kadar sinir bozucu olduğu da aşikâr tabii. Video oyunu endüstrisi her bulduğu fırsatla eleştiren, sırf buna dair en az 3-4 tane E3 sunumu adına kısa filmler bile çekmiş olan bağımsız oyun yayıncısı Devolver Digital ise mayıs ayının başında gelecek Trek to Yomi adındaki siyah-beyaz samurai oyunlarının reklamını yapmak için Sonic Origins durumunu çok güzel kullanmış.

Sega’nın saçmalığını adeta suratlarına tokat gibi çarpan yayıncı kendi oyunlarının her platforma aynı şekilde geleceğini açıkça belirtiyor ve hatta erken sipariş verildiğinde %10 indirimden yararlanılacağını hatırlatmayı da unutmuyor. Bu arada Trek to Yomi, Game Pass ile ilk günden erişilebilir olacak, onu da ben araya ekleyeyim. İçinde Sega Mega Drive dönemi klasikleri Sonic the Hedgehog 1, 2 ve 3 ve Knuckles ile Sega CD döneminden Sonic the Hedgehog CD oyunlarını barındıracak Sonic Origins ise 23 Haziran’da mevcut durumdaki tüm konsollara ve PC’ye geliyor.

Gittikçe daha da büyüyen ve bu sebeple adeta kan kokusuna gelen köpekbalıkları gibi birbirinden açgözlü CEO, şirket, yatırımcı pozisyonlarında insanı barındıran ve her gün bir yenisini duyduğumuz blockchain, NFT, metaverse gibi oyunlar ile anılmasından bile tiksinti duyduğum başlıkların oradan buradan sektöre sokulmaya çalışıldığı günümüz oyun endüstrisi adına sizin düşünceleriniz ne yönde? Hiç büyümese miydi? Yoksa bunlar büyümenin getirdiği ve zaman içinde düzene oturacak atlatılması gereken yollar mı? Ne tür oyunlar oynuyorsunuz? Tek kişilik hikâyeli oyunların her geçen gün azalma riskine girmesi size de korkutuyor mu? Cevaplarınızın bazı kısımlarını paylaşmayı farklı şartlara bağlayarak, ana fikrini aşağıya aktarmayı unutmayın.

Author

Hikâye odaklı oyunlar oynarım, film/dizi izlerim, arada sırada da çizgi roman okurum. Bunlarla meşgul değilsem de muhtemelen uyuyor olurum. "Benim düşünceme göre endişelenenler iki kez acı çeker."

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.