Street Fighter II (1991)

street-fighter-2

Hadoken! Shoryuken! Nasıl ki Fifa ya da PES oynarken bir anda kendimi futbol spikeri gibi maçı anlatırken buluyorsam, Street Fighter’ı da işte bu nidalar eşliğinde kendimi Ryu ve Ken gibi hissederek oynarken buluyordum. Dövüş oyunu denildiğinde Mortal Kombat ile akla ilk gelen oyunlardan biri olan (hatta ilki de olabilir) Street Fighter, barındırdığı farklı karakterler, her bir karakterin bir hikayesinin olması ve bu karakterlerin kendilerine has dövüş stillerinin olması nedeniyle unutulmazlar arasındadır. Gazete kuponlarıyla bu karakterlerin puzzle ya da kartonlarını almış olduğumu az çok hatırlıyorum 🙂

“Abi sen hep havadan oynuyorsun ama!” lafını duymamak ve rakiplerimize “Bu adam bu işi biliyor.” imajı verebilmek için karakterlerin kombo tuş kombinasyolarını ezbere bilmemiz bizi birkaç adım öne geçirirdi.

Maalesef çok güzel filmler diyemesek de Street Fighter filmlerinin çekilmiş olması yine oyuna verilen önemi göstermektedir. Biz yine Jackie Chan’in City Hunter filmindeki Street Fighter sahneleriyle avutalım kendimizi. Videosu burada 🙂

 

Resident Evil (1996)

resident-evil

VR’da yeni oyununu oynayıp, sinemada da final filmini izlediğimiz seriye gelelim.

Capcom tarafından geliştirilen Resident Evil korku gerilim türünde çok önemli bir yere sahiptir. İlk oyunda giriş videosuyla bizi bir anda kendine bağlayan, nedir bu Umbrella Corps diye merak ettiren seri özellikle ilk üç oyundaki kamera açılarının kullanımı, kısıtlı sayıda mermi ve sağlık ekipmanı sunması ile stratejik bir şekilde ilerlememizi mecbur kılması ve bulmacalarıyla unutulmazlar arasındadır. Kapı açma animasyonları bile oyuna ayrı bir farklılık katıyordu.

Sonraki oyunlarda daha çok aksiyona kayan bir seri olsa da, hikayesi itibariyle de ilgi çekicidir. Açamadığımız kapıları yeni bir anahtar bulduktan sonra açmaya çalışmak gibi amaçlarla aslında küçük bir alanda sürekli ileri geri gidiyor olmamız neticesinde bu küçük alanın bile bize aslında uzun süreli oyun deneyimi sunuyor olması ilginç bir oyun tasarımıdır.

 

Half-Life (1998)

half-life

Durun “Half-Life 3 çıkacak mı?” sorusunu biraz daha bekletin ve yazıyı okumaya devam edin.

Öyle bir oyun düşünün ki sizi daha başlangıç anında oyuna hapsediyor, kendinizi trende ilerlerken buluyor, ne videoyu kapatabiliyor ne de kapıyı açıp bulunduğunuz ortamdan çıkamıyorsunuz. Bir kadın sesi duyuyor, ilginç bir tesiste olduğunuzu etrafınızda olanları izleyerek anlıyor ama neredeyse beş dakikalık bu video bitmeden olayların farkına varamıyorsunuz. Tam video bitti derken ve hadi verin silahı aksiyon başlasın diye beklerken oyunun ana karakteri olan ve sizin yönlendirdiğiniz Gordon Freeman’ın tek kelime etmediğinden habersiz bir şekilde tesisteki ilk görevine başlayıveriyorsunuz.

FPS oyunlarında nasıl sağlam bir hikayenin olabileceğini gösteren Half-Life öylesine sağlam bir oyun oldu ki hem Valve firmasının bugünlere gelmesinde hem de FPS oyunlarına farklı bir açıyla yaklaşılmasına zemin hazırladı. Hikaye yerine Multiplayer isteyenlere de hem Multiplayer bölümünü sundu hem de Counter Strike gibi yeni bir efsanenin doğmasını sağladı.

Half-Life evreniyle ilgili diğer detaylara buradan ulaşabilirsiniz.

 

Metal Gear Solid (1998)

metal-gear-solid

Metal Gear Solid’den önceki Metal Gear oyunlarında gizlenme mekaniği kullanılması bu türü doğuran en önemli oyunlardan olmuştu. Ardından Metal Gear Solid ile sinematik hikaye anlatımının önemini anlamış ve bir oyunun nasıl bir film izliyormuşçasına oynandığını görmüştük. Şüphesiz bu seri Hideo Kojima’nın dokunuşlarıyla ince ince örülmüştü ve Kojima’nın oyun dünyasında çok saygın biri olmasında önemli bir rol oynamıştı.

Müzikleriyle de efsaneler arasında yer alan oyun, her karakter için seçilen başarılı seslendirmenler sayesinde oyunlardan beklentilerimizi çok üst seviyelere taşımıştı.

Oyunla ilgili daha detaylı bilgilere “Metal Gear Oyunları Hikaye ve Oynanış Sıralaması” ve “Metal Gear Oyunları Hakkında İlginç Bilgiler” ile ulaşabilirsiniz.

Grand Theft Auto III (2001)

gta-3

Açık dünya oyunu mu? O da ne ki? Biz onu hep “Abi GTA türü oyun var mı?” diye başlayan cümlelerle anlattık.

GTA 3 ile 2001 yılında üç boyutlu yapıya geçen GTA serisi bize artık alın işte size koskoca bir alan verdik, ister sunduğumuz hikayeyi tamamlayın, isterseniz kafanıza göre takılıp şehri birbirine katın demeye başladı. Açık dünya kavramına öncülük eden bu oyundan sonra True Crime, Saints Row ve Sleeping Dogs gibi oyunları görmüş olsak da GTA’nın yeri hep bir başka.

 

Yazar: Volkan SEL – Oyunder

1 2

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.