Dune: Part Two senenin en çok beklenen filmlerinden. Bir ay önce ilk fragmanı yayınlanan filmden daha detaylı bir fragman da dün yayınlandı.

İlk filmiyle genel itibariyle beğenilen ve insanların merakla ikinci kısmını beklediği Dune serisinin ilk kitabından uyarlanan yapım bu sonbaharda bizlerle olacak. Halihazırda yıldızlar geçidi denilebilecek ilk filmin kadrosuna bu sefer MCU’da Yelena Belova olarak gördüğümüz Florence Pugh ve Elvis Presley rolüyle En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar Ödülü’ne aday gösterilmiş Austin Butler gibi isimler de ekleniyor. Filmin ana odağı, Paul Atreides önderliğindeki Fremenler’in Harkonnen Hanedanlığı’ndan intikam alışı ve tabii bu süreçte baş karakterimizin gördüğü kehanetler ile ne yapması gerektiğini çözmeye çalışması olacak.

Dune: Part Two fragmanı

Denis Villeneuve iyidir iyi olmasına ama bazen filmleri cidden özellikle yavaş olsun diye uğraşıyor gibi geliyor bana. Tıpkı Arrival’ın çok iyi bir hikâyesi olup da seyir zevki açısından zaman zaman yorması gibi ilk Dune filmi de evreni gösterme ve ilgi çekici bir atmosferi solutma açısından başarılıydı ama izlemesi pek de zevkli bir film değildi bana göre. Dolayısıyla ikinci filmine dair de çok beklentim yok ve muhtemelen sinemada izlemekle uğraşmayacağım. Gerçi bu yeni Dune: Part Two fragmanı daha akıcı bir yapım vaat ediyor bu sefer, inşallah öyle de olur.  Tabii eminim kitabını okumuş olsam bu düşüncelerimde farklılıklar olurdu. Ben tamamen seriye uzak bir sinema izleyicisi olarak konuşuyorum.

Sizce Dune: Part Two ilk filmden iyi olacak mı? Görmeyi beklediğiniz özel bir kısım var mı kitaptan? Kadroya yeni eklenen oyuncuları beğendiniz mi? Fikirlerinizi beyniniz baharattan bulanmadan önce bizle paylaşın.

Author

Hikâye odaklı oyunlar oynarım, film/dizi izlerim, arada sırada da çizgi roman okurum. Bunlarla meşgul değilsem de muhtemelen uyuyor olurum. "Benim düşünceme göre endişelenenler iki kez acı çeker."

1 Comment

  1. Göksu Gün Alioğlu Reply

    Bir Dune hastası olarak söylüyorum ki bence Part 2 Part 1’den çok daha kaliteli olacak. Aslında Villenueve gerçekten iddia ettiği kadar aşıksa bu kült seriye öyle olmak da zorundadır. Çünkü gerçek Dune kitabın ikinci yarısında başlar. Herbert’ın asıl tarzını, kaleminin gücünü ve anlatmak istediklerini Paul’ün Müeddib adını alması ve hemen sonrasında Jessica’nın o çılgın, mistik ve tehlikeli Hayat Suyu seramonisine girmesinden itibaren görmeye başlarız. Bu yüzden Part 2 de Herbert ın vizyonundan hiç taviz verilmemeli, tüm önemli karakter arkları (inanılmaz garip ve sindirmesi zor olanlarınki bile) ve olaylar mümkün olduğunca doyurucu bir şekilde anlatılmalıdır. Korku aklın katilidir. Onunla yüzleşmezsen tepene çıkar ve seni paralize eder. Sırf bazı kitleler anlamaz diye hikayedeki belli karmaşık ve Herbertvari ezoterik acayip taraflar bir kenara fırlatılmamalıdır. Yoksa nasıl sinema sinema olacak? Sinema risk ala ala yeni şeyler deneye deneye ve daha önce beyaz perdeye aktarılmamış konuları izleyicinin yüzüne çarpa çarpa bu günlere gelebilmiştir. İnsanlar değişik şeyler istiyorlar. Aynı şunu ve yine bunu görmekten sıkıldık, içerik üretiminde tıkandın bre Hollywood diyorlar. Dune da hem içeriğiyle hem de verdiği mesajlarla bu tıkanıklığı biraz olsun açmak için mükemmel bir fırsattır. İnşallah bu uyarlamayı yapanlar bunun gerçekten bilincindedirler. Benim bu konuda Villenueve’e güvenim olsa da Warner Bros un yönetmenin önüne koymuş olabileceği kısıtlamalardan, büyük stüdyo ve film şirketi kasıntılarının yol açmış olabileceği problemlerden korkuyorum. Çok yükseldim bu filme. Çok beklentim var. Tüm Dune müritlerinin, sinefillerin ve Frank Herbert ın edebi mirasının başyapıt seviyesinde bir sunumu has ettiğini düşünüyorum. Ama heyecanlı bir umudun yanında endişeli bir umutsuzluk ve kuşku da yaşıyorum. Bu yüzden beklentilerimi de bir yandan dizginleyip kendimi kötü senaryolara da hazırlıyorum.

    Öyleyse fragmanda oh be dediklerim:
    1) Hikayenin kalbinde her alan Müeddib adını en sonunda duyduk. Paul de “Long Live Fighters” narasını Chakobsa dilinde söyledi. Gurney Paul ile yeniden karşılaştığında “Young Pup” dedi ki bu benzetme kitaptaki en dokunaklı anlardan birinin başlangicinda yer alır.

    2) Yaşlı Fremen Rahibe Anası Ramallo yu gördük sonunda. Aynı kitapta hayal ettiğim bir tipe sahip. Oyuncu seçimi müthiş olmuş. Evrendeki en zehirli madde olan masmavi Hayat Suyu’nu da gördük. Jessica nin ızdıraba girip rahibe ana olduğu sahne orasi. Bence bu kısım kitapta gerçekten Dune un o meşhur tuhaflığının resmen başladigi noktadir.

    3) Sandworm riding efsane duruyor tabi ki.

    4) Feyd ve Irulan pek bir hoşlar. Walken da tam bir imparator olmuş. Harika bir politik atmosfer göreceğiz en sonunda.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.