4. Memento

06 Memento

Eğer Following Christopher Nolan’ın THX-1138‘i; Batman Begins de onun Star Wars‘ıysa; o zaman Memento için de onun American Graffiti‘si olduğunu söylemek mümkün. Guy Pearce ve Carrie Anne-Moss‘un başrollerini paylaştığı film için çok şey söylendi, yazıldı, çizildi bugüne kadar. Muhteşem kurgusu, akıllara durgunluk veren twist’i, harika hikayesi… Memento’nun belki de tek kusuru, üzerine hikayesini dev ıskartaya çıkartan teknolojilerin inşa edilmiş olması. O da Nolan’ın yapabileceği bir şey değil elbette, adam “Facebook diye bir şey inşa edilse, hikayem sıçar mı?” diye düşünememiş 2000’de senaryo yazarken, n’apsın?

 

3. The Dark Knight

07 The Dark Knight

Şimdi, The Dark Knight’ın neden burada olduğunu sarih bir şekilde açıklayacağım, sakin olun. The Dark Knight, muazzam bir film. Kendi payıma, zerre katılmasam da, politik alt metnini bu kadar dahiyane hikayesine yedirebilmiş olmasına da felaket derecede hayranım. Oyunculuklara da laf söylersem, çarpılır düşerim bir yerlere herhalde. Ama… Şunu da kabul etmek gerek; politik bir alt metne hizmet ediyor olması, bunu bu kadar muazzam yapabiliyor olmasına rağmen, aynı zamanda Batman‘in özünden de biraz uzaklaşmasına sebep olmuş. Batman’i bir karakter olarak ele alma, irdeleme konusunda, selefi kadar başarılı değil The Dark Knight. Hazır bahsi de açılmışken…

 

2. Batman Begins

08 Batman Begins

Batman Begins’in The Dark Knight’tan çok daha iyi olduğu yönünde sarsılmaz ve çok da tartışma çıkartan bir görüşüm var. Tane tane açıklayayım. Öncelikle, Batman Begins, temel bir tema üzerinden dönüyor: Korku. Bu temasını, karakterinin orijin hikayesine de, karakterinin özüne de, ana kötülerine de, hikayesine de yediriyor. Daha da önemlisi, bütün bunlarla yetinmiyor, aksiyon sahnelerinin biçimi de bu tema üzerinden şekilleniyor. Bruce Wayne’in yarasalardan korktuğu için ailesini kaybetmiş olması, düşmanlarını korku kullanarak yenmesi, Scarecrow’un varlığı ve Ra’s Al Ghul’un son darbesini korku üzerinden yapmayı planlaması; birbirine şahane oturan parçalar. Ve her biri, Batman’in özünde korkunun yattığına sizi ikna edip, bu iknanın üzerinden zerafetle ilerliyorlar. Böylece, boşa atacak kurşunu olmayan bir hikaye kalıyor elimizde. Mis gibi, çiçek gibi. Ama Nolan’ın en iyi filmi değil. Bana soracak olursanız, şu…

 

1. Inception

09 Inception

Gerçekten Inception. Söylemenin de bir ayıbı yok, bütün bu listeyi biraz da bu cümleyi söyleyebilmek için kurguladım: Christopher Nolan’ın en iyi filmidir Inception. İki saati aşkın süresinde, yanlış attığı bir adım yok. “Ha şunu şurada yapsaydı” diyemezsiniz, yok öyle bir ters ayak hikaye ögesi. Sinema sanatına çektiği paralellerle, meta-sinema üzerine ettiği laflarla aynı zamanda en temel izleyiciyi ihya edecek görsel şöleni birleştirmek var ya? İşte Nolan sinemasının özeti odur. Tekrar tekrar izleyince, tekrar tekrar aşık olmalı. O derece muazzam, etkileyici ve gerçekten de kusursuza çok yakın…

1 2
Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.