Daha önce bir kez iddialı bir biçimde Friends’in kainatın en iyi sitcom’u olduğunu iddia ettiğimiz için; bana arada gerçekten de muhteşem olan bu diziyle ilgili daha çok içerik üretmiyor oluşumuz garip geliyor. Cidden Friends’in bir başka yeri var sitcomlar aleminde. Şahsi görüşler oynar elbette ama, bu kadar tekrar izlenebilen, çizgisini finale değin az çok koruyabilmiş, çok da zekice yazılmış bir sitcom daha yok gibi geliyor bana. O yüzden, bu uğurda, Friends’in en iyi 10 bölümünü, naçizane sıralayalım dedik. Buyurun, fena sübjektif sıralamamız şu şekilde:
10. 235. Bölüm: ‘The Last One’
İyi Yapan Şey Ne: Final olmasına rağmen, dizinin en iyi on bölümü arasına girebilecek olması. Gerçekten, final yapmak kolay bir iş değildir. Çok dizinin son çizgiye kadar mükemmel gidip, bir çuval inciri son kırk dakikasında berbat ettiğine şahit olduk. Pek çokları kaldıramadı o baskıyı. Friends’in üzerindeki baskı on kat daha fazla olmasına rağmen, büyüleyici bir asaletle geçti finiş çizgisini. Bu yüzden de övgüyü hak ediyor.
9. 174. Bölüm: ‘The One with the Videotape’
İyi Yapan Şey Ne: Friends’in izleyicisini gerizekalı yerine koymamak gibi bir ısrarı var. Bunun da en iyi emarelerinden bir tanesi bu bölümde dönen espri. Birincisi, Ross’un sonunda haklı çıkması zaten sitcom pratiğinin aksine bir durum. İkincisi, mevzubahis hikaye, gerçekten de sırf yazarlar ‘biz seksi dedik, o yüzden seksi’ dediler diye seksi değil. Gerçekten o hikayeye bile ‘lan dur, harbiden etkileyici olsun’ diye kasılmış olması, Friends’i sevmemizin başlıca sebeplerinden.
8. 111. Bölüm: ‘The One Where Everybody Finds Out’
İyi Yapan Şey Ne: Birkaç bölümdür giden bir hikaye arkına çok tatlı bir final olması. Monica ve Chandler’ın ilişkisi, muhtemelen sitcom tarihinin en kuvvetli ele alınmış romantik ilişkilerinden biri. Londra’daki kaçamaklarından tut da, bununla yüzleşmelerine; arkadaşlarından gizli gizli görüşmelerinden ilk etapta sadece Joey’nin bilişine kadar gerçekleşen her şey, bu bölümde dananın kuyruğundan kopuyordu. Çok da güzel ediyordu!
7. 50. Bölüm: ‘The One Where No One’s Ready’
İyi Yapan Şey Ne: Amerikan TV literatüründe ‘bottlecap episode’ diye bir şey vardır. Arada maliyetten kurtarmak için diziler bir bölümü komple tek lokasyonda geçecek şekilde kurgularlar. Bu konuda da sağda solda verilen iki mükemmel örnek görürsünüz, birincisi Breaking Bad’in The Fly bölümüdür; öbürüsü de bu. Sadece Monica ve Rachel’ın salonunda geçen bu bölümden, yirmi beş tane ikonik an çıktı yani. Hatta lügatımıza bir deyim bile kazandırıldı: Komando giyinmek!
6. 64. Bölüm: ‘The One the Morning After’
İyi Yapan Şey Ne: Buna ihtiyacımız vardı. Gerçekten, bu bölümde Rachel ve Ross’un komple birbirleriyle yüzleşmeleri, ekibin odadan dinleyip kritik etmesi ve akabinde yaşanan kopmaya ihtiyacımız vardı. Friends bütün sezon boyunca Ross ve Rachel’ın, farklılaşan yaşam tarzlarından dolayı aşınan ilişkilerini kusursuzca işlemişti; ama bir yerde patlak vermesi gerekiyordu. Bu oldu, çok da güzel oldu. Bunun bir ikamesi olarak ‘We were on a break!’ bölümü de alınabilir; ama ilk göz ağrımız budur, o yüzden de bunu koyduk.