Francis Ford Coppola fazlasıyla saygın bir yönetmen, adı hepimizin ezberinde. Kariyerinde The Godfather gibi bir eser bulunan ve başkalarının ömürlerini verdiği ödüllerden kucak kucak toplayan birinden bahsettiğimizin farkındayız zaten. Ama başarıları kadar başarısızlıklarında da mücevherler olduğunu ve ışıklarının gözümü aldığını söyleyebilir miyim? Batmanın eşiğine geldiği birkaç filminden sonra yeter bu kadar, kanıtlanacak ne kaldı deyip sinemayı bırakmayışına, rüya projesinin peşinde koşarken 85 yaşını bulan bir çocuk olmasına hayranlığımı dile getirebilir miyim? Her şeyden önce bu adam görüntü ve sesle illüzyonlar yaratmaya aşık bir insan. Ve bu aşkını tüm dünyanın önünde kesintisizce yaşıyor. O mesleğinde on yılları atlarken oyuncu jenerasyonları ve çekim teknikleri değişti. Bugün hala çekiyorsa bir bildiği vardır dediğimiz adamın, klasik olmasını arzu ettiği Megalopolis fragmanını aşağıya bırakıyorum:

İkili bir atmosferde Roma İmparatorluğu’nu çağrıştıran heykellerle dolu New York şehrindeyiz fragmanda. Felsefi sorgulamalarla şehrini şekillendirmeye kadir olduğunu öğrendiğimiz bir mimarı takip ediyoruz. Bir yanda kutlamalar devam ederken diğer yanda şehrin dökülmeye başlayan şatafatını görüyoruz. Coppola’nın anlatmak istediği bir masal var. İnsanlığın iyilikleri hak eden ve ancak karalara layık olan iki yüzüne karşı anlatmayı arzuluyor masalını. Medeniyetlerin yok oluş kararını veren tanrı rolünün bocalamasını sunuyor izleyicilerine. Ve görsel şahanelikte açtığı çığırlarla yapıyor bunu. Heykellerin hareketlerine mi gökdelen sahnelerine mi kabare curcunasına mı düşsem kararımı veremedim. Hepsinde az biraz gönlüm kaldı.

francis ford coppola,

Mimar karakteri Cesar Catilina şehrin geleceğe yönelmesini isterken, tutucu Franklyn Cicero belediye başkanı olarak ona karşı çıkıyor. Ve tabii ki mimara duyduğu aşkla kafası karışan kızı Julia Cicero’nun seçimleri de gidişatta bir paya sahip olacaktır. Adam Driver’ın başrolü sırtlandığı kadroda Shia LaBeouf, Nathalie Emanuel, Aubrey Plaza, Giancarlo Esposito, Laurence Fishburne gibi isimler mevcut. Özünde Roma’ya da damgasını vuran Catilina-Cicero çatışmasını işleyecek film, Cannes’da alkışa doymamış. Umarım fragmanın verdiği gazı, bir an önce dağıtıma girer de biz de doğrulayabiliriz. Henüz net bir yayın takvimi yok ne yazık ki. Siz bu rüya proje hakkında ne buyurursunuz?

Author

Alternatif evreninde voleybolcu olamayan versiyon. Düşünce satıcısı, hikaye koleksiyoncusu. Ayrıca yanaklı birey. Bence dünyanın hayallere, hayallerin kelimelere ihtiyacı var.

1 Comment

  1. Cannes’da izleyen bi çok eleştirmen eleştiri yağmuruna tuttu filmi. Alkışlama olayı da zaten ben de film çeksem orada artık alkışlanıyor bir esprisi yok. Keşke daha objektif ve doğru bir haber olsaymış.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.