Yükle Gelsin!

Dost ve kardeş ülke Ömer Harmankaya’nın ayakta durarak insanları güldürdüğü bir çeşit bir şey olacak. Teoride tek ancak pratikte çok kişilik bu şahıs tekrar sahnelere dönüyor, bir önceki turunu da kaçırdıysanız artık kaçırmayın diyoruz. Seinfeld’i izlerken Jerry’nin habire sahnede filan göründüğünü bir yerler vardı, hatırlıyor musunuz? Hah, onlar…

Yusuf Karsh, 1908 yılında, Osmanlı İmparatorluğu topraklarında, bizim Mardin’de doğdu. Tehcir olayları sırasında Kanada’ya, fotoğrafçı amcasının yanında gitti. Fotoğrafçılık tarihinin en önemli isimlerinden kabul edilen Yusuf Karsh, 1931 – 1992 yılları arasında tanıdığınız bildiğiniz neredeyse herkesin portresini çeken kişi oldu. Karsh’ın öyküsüne wikipedia sayfasından bakın, biz de size…

DeviantArt’ı köşeden köşeye gezerken, güzel bir Pokemon galerisine rastladık. Üç farklı sanatçı kendi tarzlarında çizgi hallerine alıştığımız Pokemon’ları gerçekçi şekilde tekrar hayal etmiş. Hemen sizle paylaşalım dedik! Hala aktif olarak Pokemon oynayan Nintendo geeklerine sevgiler diyoruz, bizim için çizgi filmlerden hatırladığımız sevimli tipleri böyle görmek büyük keyif oldu!…

Ufacık Tefecik İçi Dolu Oyuncuk Keltis Way of The Stone, Keltis oyununun yolculuk versiyonu. Genelde oyunların yolculuk versiyonları yapıldığında oyunlar kendilerinden bir şeyler kaybederek yarım yamalak hale gelirler. Keltis’te durum tam tersi tam oyundaki gereksiz kurallar, oyunun uzamasına neden olan mekanikler temizlenerek daha üstün bir oyun hazırlanmış. Peki…

200.000 yıl geçmiş ve şekilden şekile girmiş. Temel aşamada üreme şansını garantiye almak için belirli edinimlerine özen göstermiş, gerekirse dişilerini zorla edinmiş, -sabah olmuş, akşam olmuş- insan olmuş. Avcı toplayıcı ilişkisinden uzaklaştıkça edinimlerinin yönelimi ve şekli değişmiş. Kontrol saplantısı hiç bitmemiş insanın. Didaktik ve klişe bir giriş ardından…

Nuri Kurtcebe bu gün Facebook sayfasından Kubilay olayını sayfa sayfa çizerek yayınlıyor. Usta “Amacım günde bir kere anılıp sonra unutulan KUBİLAY olayını günü gününe ve saati saatine yaşatmak…” yazmış.

Faux Play olarak geek dünyamızı ilgilendiren konuların duvarlarındaki fare deliklerine bakmayı görev biliyoruz. Bu seferki konumuz Hunger Games şerefine “Ölüm Oyunları”. Birilerini eğlendirmek için ölüm oynayanları, futboldan oyunlardaki “deathmatch” kavramına, antik Roma’nın gladyatörlerine dek inceliyoruz, tartışıyoruz, konuşuyoruz. Sohbete siz de katılın. İlk yazı, Nazi Almanya’sının Gerçek Death Match’i…

Son zamanlarda yine hem Türkiye’de hem pembe gezegenimizde çılgınca şeyler oluyor. Nelson Mandela’yı kaybettik ve biri Paris Hilton’u fena trolledi. Temsili “Paris Hilton olabilirim.” Türkiye’de benzer bir durumun Ece Temelkuran’ın başına geldiği de söylentiler arasında. Ancak Türkiye’m örneğinde, fake Ece Temelkuran değil, bizzat gerçek Ece Temelkuran bu…