Yükle Gelsin!

Gülmenin hayatımızda yaptığımız en kolay şeylerden biri olduğundan bahsetmiş miydik hiç? Bebekliğimizden itibaren önce gözlerimizle algıladığımız şeyleri tanımladığımız için gülümsüyor, sonra toplumsal bir canlı olduğumuz için çevremizi izliyor ve gülmenin diğer biçimlerini taklit ediyoruz. Sonunda da bu davranışı en baştan öğreniyor ve yaşamımız boyunca bir şekilde düzenli olarak…

Eskiden bir geyik vardı, azıcık kültürlü ya da “entel” görülen kişilerle boş zamanlarında belgesel izlediği düşünülüp dalga geçilirdi. “He yav he he” edasına sahip bu geyiğin dayanağı, kimsenin belgesel izlemediği, herkesin kültürlü görünmek için belgesel izlediğini iddia etmesiydi. Günümüzde böyle bir geyik muhabbeti kalmadı, çünkü bu muhabbeti yapan…

Hatırlarsanız bir önceki televizyon dizilerindeki meslekler yazımızda cinayet mahalli ile karşılaşmış ve bir cinayeti aydınlatır gibi dedektifleri neden bu kadar seviyoruz sorusuna cevap bulmaya çalışmıştık. Her ne kadar bir nebze olsa da dedektiflerimizi neden sevdiğimizi açığa çıkartsak da katilin kim olduğu sorununa henüz bir açıklık getiremedik. Bunun için…

Günümüzde cadı avı dendiğinde aklımıza gelen ilk şey linç oluyor. Zira bu kavram zamanla gerçek anlamını yitirip “fikirleriyle uyuşmadığımız insanlara karşı uyguladığımız yaptırımlar” gibi bir metafora dönüştü. Yalnız cadı avı kavramının kökenine baktığımızda bu yeni anlamın asıl manasından çok da sapmadığını görmek mümkün. Hiç düşündünüz mü peki, cadılık…

Mumya kelimesinin kökeni, Farsça mum kelimesine dayanıyor ve mum yada buna benzer maddelerle ölü bir bedenin kaplanması anlamına geliyor. Yani mumyalama işlemi, insan eliyle yapılan bir uygulama. Peki sadece insanlar mı mumya yapar? Hayır, insanlar dışında bu işlemi yapan ve hatta insanlardan çok daha başarılı yapan biri daha…

Merhabalar değerli Orta Dünya sakinleri! Silmarillion Antolojisi serisinin ilk yazısında Ainulindalë’den bahsetmiştik, hatırlar mısınız? Hatırlamıyorsanız sizi şuraya alalım. O yazıda evrenin yaratılışından bahsedip Valar’a da minik bir giriş yapmıştık. O halde şimdi sırada efsanenin bir sonraki bölümü var: Valaquenta! “Gücün Hikayesi” şeklinde Türkçeleştirebileceğimiz Valaquenta’ya da aynı Tolkien’in de…

Bu zamana kadar Westworld incelemelerimiz okuduysanız fark etmişsinizdir her bir bölümün ardından “Yani böyle böyle oldu ama Westworld bu elbet bir açıklaması vardır” diyerek bir yandan diziye olan güvenimin altını tekrar tekrar çiziyor bir yandan da teoriler diziyordum. Lakin gelin görün ki kalan bölüm sayısı azaldıkça benim bu…

Hayatımızda olmadıklarını düşünemediğimiz bazı içecekler var, çay ya da kahve gibi. Bunlar garip biçimde Türkiye’de doğmamalarına ve ilginç yollarla ülkemize girmelerine rağmen, ne hikmetse günlük rutinlerimizde çok ciddi yer kaplamaya başlamışlar. Çaydanlığın altını yakacak olan bilek bükme hareketini bir günde defalarca yapar olmuşuz, kahvenin köpürüşünü bekleyişimizi toplasak ömrümüzün…

Birçok alışkanlığımızı, bilinçsiz bir şekilde, farkında olmadan sürdürdüğümüz ve bazen onların ne anlama geldiğini bile düşünmediğimizde hemfikiriz değil mi? Yani, alışkanlığın tanımı bu zaten, bilinçaltında meydana gelen, tekrarlanan davranış rutinleri… Bu yüzden alışkanlıklar hakkında bir dosya konusu yazmam gerektiğinde, en azından bu dosyadaki yazıların, “dizi izleme alışkanlıklarımız” minvalindeki…