Benim gibi küçük yaştan beri sinemaya ilgi duyanların genellikle düştüğü iki hata vardır: Birincisi, animasyon filmleri küçümsemek; ikincisi, kısa filmleri basit görmek. Halbuki biraz irdeledikten sonra fark edilecektir ki…
Son yıllarda biraz daha modernleştirilerek yeniden çekilen veya tekrardan gün yüzüne çıkarılan birçok eser, film, dizi ve daha birçok şey için bir moda var ki, aldı başını gidiyor.…
Bilmeyenler, duymayanlar ve şaşıranlar için hemen yineleyelim, evet ortada bir Minecraft filmi var. Evet, olay proje aşamasından falan çıkmış, yönetmen belirlemeye kadar gelmiş. Yine evet, yapımcı şirket Warner…
Aradan bırakın uzun haftaları, daha birkaç gün bile geçmeden şu haberimiz için hemen karşı atak gerçekleşti, inanın biz de hızı sebebiyle şaşkınız. Olayın bu kadar hızlı yükselip neredeyse bir anda…
Netflix’e geldiği ilk günden beri çok sevilip çok tutuldu Strangers Things. İzleyenler, izlemeyenleri darladı; herkes bilsin diye cümle aleme duyurdu diziyi. Kimine hitap etti, kimine etmedi tabii; orası…
Sizi bir yere davet etmek istiyorum. Kısa filmlerden haberdarsınız. Onlar için düzenlenen yarışmalardan haberdarsınız. Format bellidir: Yarışmanın konseptini öğrenip bir eser çıkartırsınız ortaya, ilgili adrese gönderir; bir sonuç…
Yükle Gelsin!
Matrix evreninin yapıtaşı eseri Animatrix’te, nedendir yıllar boyu aklımda “And for a while, it was good” cümlesiyle kalan ve makinelerin yükselişini ve isyanını anlatan bir segment vardı. Onu izlediğimde sene 2005 civarıydı. Hiçbir zaman, o videoda konu edilen şeylere yaklaşabileceğimizi düşünmemiştim. Daha doğrusu bu olacaksa, benim ömrüm dahilinde…
Unboxing videoları, ya da kabaca Türkçeleştirmek gerekirse, kutu açma videoları YouTube içeriğinin hatırı sayılır bir kısmını oluşturuyor. Bu videolara hiç denk gelmediyseniz, anlatalım. Bir kişi, herhangi bir ürünün kutusunu alıyor. Önüne koyuyor. Ardından da –tercihe bağlı bir biçimde- içindekileri tek tek açıp, çıkartıp, tanıtıyor; inceden kutu dizaynına yorum…
Daha önce de bu satırlarda konuşmuştuk; Ocak – Şubat ayları stüdyoların “Nereye koysak bilemedik” filmlerinin aylarıdır genelde. Arada –American Sniper gibi- birkaç Oscar uzantısı, -Deadpool gibi- birkaç sürpriz çıkar ve gişeyi süpürür; ama genelde ortam bir şekilde yapılmış, artık iptalinin anlam taşımadığı ama beklentinin de bulunmadığı filmlere kalır.…
Belki de hiç olmadığı kadar yoğun bir vizyon takvimine sahibiz bir süredir. Heyecanla beklenen büyük filmler, gediklisini bekleyen küçük filmler, şaşırtarak sevdiren yerli filmler her hafta vizyonda yerini buluyor ve bizleri ağırlamak için hazırda bekliyor. Elbette onca film arasında çürük de çıkıyor hatta zaman zaman çürükler arasından iyisini seçmek…
Az sonra yeni Lion King filmi için seçilen iki çiçek aktörü konuşacağız, ama önce değinmemiz gerekiyor: Jon Favreau nereden nereye geldi be? Kariyerine el kamerasıyla çekilmiş indie filmler ile başlayan, uzunca bir süre boyunca birkaç komikli yan rol haricinde kimsenin tanıyamayacağı sinemacı; önce 2008’de Iron Man’le birlikte MCU’yu…
Merakla beklenen Logan eleştirmenlere ve basın mensuplarına izletildi geçtiğimiz günlerde. Ve filmin üzerine gerçekten çiçeklerle, ballarla gidiliyor. Filmin nevi şahsına münhasır kurgusu, bizim daha önce sözünü ettiğimiz post-süper kahraman filmi olma meselesi ve genel olarak atmosferi çok yüksek sesle övülüyor. Hugh Jackman’a da övgüler çok ama, bütün her…
Bundan aşağı yukarı bir ay kadar önce, Star Wars: The Last Jedi’ın ortaya koyduğu isim gizemini; filmin uluslararası çevirilerinin çözeceğini söylemiştik hatırladınız mı? Şöyle bir şeyler demiştik o günler: Farkında mısınız bilmiyorum, ama The Last Jedi’da da durum öyle olacak; zira başlık bir artikel içeriyor. Bu artikel ağırlıklı…
Çok değil, gerçekten çok uzun bir süre önce değil daha bir iki gün evvel bu sayfalarda konuştuk. “Vay” dedik, “Warner Bros’un Batman filmini yönetmesi için” dedik, “Affleck’in yerine bulduğu adam baya iyi” dedik. Övdük bu tercihi. Film için umutlarımızı gömmek için her şey hazır olmasına rağmen, işin başına…
Korku filmleri dosyamızın son haftası geldi de çattı. Takip edenler farkındadır herhalde; genel olarak diğer yazılarda hep yabancı yapımlara odaklanmıştık. Bunun tabii kendince sebepleri olduğu gibi biraz da seçilen konunun özelliği gibi durumlar da söz konusuydu. Her ne kadar hakkında daha konuşacak çok şey olsa da, korku filmlerindeki…
Sizlere bir süredir fumetti denen bir şeyden, İtalyanların ABD çizgi romanlarından etkilenerek başlattığı ama sonra kendini keşfedip bir ekole dönüşen İtalyan çizgi romanından bahsediyoruz. Bu bahiste yerli sanatçıların İtalyan ekolünden etkilenerek yarattığı birtakım çizgi romanlardan da söz etmişliğimiz var. Şimdi ise daha önce bahsettiklerimizden çok daha büyük bir…
