Yükle Gelsin!

Geçen bölüm yine milyonlarca sevdalının evine ateş düşürmüştü Game of Thrones. Dördüncü sezonun sekizinci bölümü, The Mountain and the Viper, dizinin en vurucu, en çarpıcı bölümlerinden biriydi. O bölümde olanların, neden kitapta olanlarla aynı olmasına rağmen dizide daha problematik olduğunu bölümün incelemesinde yazmıştık. Toparlamamız daha zor olur diye…

Bundan takriben iki hafta önce, yine bu sayfalara, yine bu etiketle Dragon Age: Origins’i yazmıştım. O zamanki kanaatim, bugün de değişmedi. Dragon Age: Origins, kendisine rağmen oynadığınız bir oyundu. Tasarımsal olarak facia yanları vardı ve ben her birini yazıda açıklamıştım. Bölgeler arası hantal seyahat, bölge içi git-gel isteyen…

Biz ne kadar eleştirel koltuklarımızdan oturup “Superman çok sıkıcı bir karakter” dersek diyelim; Çelik Adam’ı nasıl gömersek gömelim bir gerçek değişmeyecek: Bildiğimiz anlamda süper kahramanların önünü açan Kal-El, her zaman gelmiş geçmiş en popüler süper kahraman olarak kalacak. Kanıt mı arıyorsunuz? Sizi şu aşağıdaki 9 şarkıya alalım. Konu…

Batman’in 75. yılını kutlamakta olduğunu bilmeyeniniz yoktur herhalde, değil mi? Biz de vaktinde şu linkten görebileceğiniz bir Batman haftası yapmış, Kara Şövalye’nin 75. yılına özel bir kutlama düzenlemiştik. DC Comics de haliyle Batman 75’i yaşatmaya devam ediyor. Yaptıkları şeylerden biri de Batman’in eski hikayelerinden birini, ücretsiz olarak tekrar…

Özelimden bahsetmeyi pek sevmem ama dayanamayacağım. Bunu birileriyle paylaşmam gerekiyor. Çok da gurur duymadığım bir sebepten ötürü Fallout ile ilişkime mesafe koymaya karar verdim. Kendisini geçen gün karşıma aldım. “Bak Fallout” dedim. Gözlerinin içi ışıl ışıldı Fallout’umun, fosforlu dişleriyle gülümsüyordu. “Büyük bir tutkuyla başladık bu işe” diye devam…

İlginç şeylerdir doğum günleri. Yeni bir yaşı, yeni bir yılı kutlarken; bir yandan da geçmiş olan seneye bakar, anılarınızı yad edersiniz. İyi televizyon dizileri de bu anları karakterlerinin arasındaki bağları vurgulamak, gelişen ve değişen kişilik özelliklerini vurgulamak için kullanırlar. Kimi karakterler başardıkları şeyleri, atlattıkları engelleri anar; kimileri ise…

“Tata-katta, Saya.” Bu cümleyle Saya, bildiği hayata veda edecek. Saya Otonashi, sıradan bir öğrencidir. Onu, diğerlerinden ayıran iki şey vardır: Kendisi evlatlıktır ve geçmişini hatırlamıyordur. Buna rağmen Saya’nın hayatı oldukça iyidir. Okulunda kabul gören Saya, ailesi tarafından da el üstünde tutulmaktadır. Ancak bir gün, duyduğu bir viyolonsel sesiyle…