Yükle Gelsin!

Baştan başlıkta da ömrüne katkıda bulunduğumuz bir yanlış anlaşılmayı düzeltelim: Bizim “atari” dediğimiz şey esasında Nintendo’nun NES isimli konsolunun Çin çakmalarıydı. Biz ismi ondan önce gelen ve Türkiye’ye ilk resmi giriş yapan konsol olma ünvanına sahip Atari 2600’den aldık, ona koyduk ve içinde Mario oynadığımız bu cihazı baya atari…

Whiplash’i izlemiş miydiniz? İlk filmini 24 yaşında çekmiş, 1985 doğumlu Damien Chazelle’in gerçekten ancak 1955 doğumlu insanlarda görülecek bir olgunluk ve ustalıkla döşediği, çok da övülmüş ve takdir edilmiş bir filmdi. Müzikal mükemmeliyet uğruna feda edilebilecek şeylerden ve öğretmen – öğrenci ilişkisi içerisinde neyin kabul edilebilir olduğundan söz…

Hatırlayacaksınız, geçtiğimiz haftalarda üç büyük stüdyonun Pokémon’un canlı film hakları için Nintendo’nun kapısında yattığı haberini vermiştik sizlere. Bu üç stüdyo sırasıyla Warner Bros, Sony ve Legendary’ydi. Nintendo’dan meşhur oyun serisinin film haklarını almak için adeta bir ihaleye girmişlerdi. Sizin genel görüşünüz o zaman bunu Legendary’nin ele almasının en…

Pokémon’un ilk fenomen olduğu dönemi hatırlıyor musunuz? 2000’lerin hemen başıydı. O zamanlarda ortalama 9-13 yaşları arasında olan herkesin birinci derdi Pokémon’du. Ya Taso’su oynanıyordu, ya kartları toplanıyordu, ya oyunları tüketiliyordu ya da animesi izleniyordu. Çok coşup kitaplarını alan, oyuncaklarına sarılıp uyuyan, sırf Burger King Pokémon veriyor diye şişmanlayanlar bile vardı.…

Anime kültürüne alışmak kolay değil. Gördüğümüz, sevdiğimiz birçok şeye aykırı tutum sergileyen bir kültür sonuçta. Sevmeyenlerin neden sevmediğini anlamak zor olmuyor bu yüzden. Ama sevenleri anlamak için oturup en azından birkaç anime bitirmek şart. Mizahıyla, aksiyonu yansıtışıyla ve neden anime överken üzerinde hiç durulmadığını anlamadığım o neo-mistik felsefesiyle…

Şimdi şurada anlaşalım, birinci jenerasyon Pokémonlardan sonrası çöp değil. Zaten geçen bir video yapıp onu ispat etmeye çalıştık kendimizce. Şimdilerde Pokémon GO sağ olsun keyifle tekrar tanışıyoruz ilk jenerasyonla, ama sonrakilerde de çok parlak ve karizmatik karakterler var. Yalnız… evet, Game Freak’in gittikçe hayal gücünü yitirdiği ve ilham kaynağı bulmakta zorlandığı da…

Artık hâlâ güncel ve anlamlı mı bilmiyorum, ancak bir dönem ortada ciddi bir Battlefield vs. Call of Duty muhabbeti vardı. Oyun dünyası bu tip ikili kapışmalara pek alışıktır zaten. Street Fighter vs. Mortal Kombat, FIFA vs. PES, Mario vs. Sonic, Quake vs. Unreal… Genelde roller belli olur, burada…

Geçenlerde Kadıköy’de çizgi romancıları turlamasaydım Marvel’in yeni bir Punisher serisine el attığından hiç haberdar olmayacaktım. “Çizgi romanın haberini çizgi romancılardan almak en doğalı değil mi?” diyebilirsiniz ama maalesef artık o çağda yaşamıyoruz. İlkbahar döneminde yayınlanan Daredevil’in ikinci sezonuyla kendini ana akımın sularına bırakan Frank Castle’ın çiçeği burnunda şöhreti…