Yükle Gelsin!

Hatırlayın, geçtiğimiz aylarda Xbox One, çok belirgin bir şekilde kaybettiği yeni nesil konsol savaşında PR muharebesini biraz da olsun tarafına çevirebilmek amacıyla; artık XBO’da 360 oyunlarını oynayabilmemizi sağlayacak bir teknoloji üzerinde geliştiğini açıklamıştı. Bu harekete elbette PlayStation cephesinden bir cevap gelecekti; fakat Sony’nin PS3’ün az da olsa, buz…

2015’te görüp görebileceğimiz son Marvel Cinematic Universe‘te geçen iş olan Jessica Jones, en sonunda çıktı. Biz de, Daredevil’a yaptığımız gibi; yine bölümleri tek tek inceliyor; ardından birkaçını beraber bir yazıya dönüştürüyoruz. Bu gördüğünüz, yazıların birlikte anlamlı bir kısa özet oluşturması için tasarlanmış ilk paragrafları. Sırf burayı okuyarak, genel kanaatimizi…

Jessica Jones’un beşinci bölümden sonra biraz daha açılması, biraz daha kendine gelmesi; eğlenceli olan şeylerin daha sık karşımıza çıkması; altıncı bölümle beraber bir sabit olarak perçinleniyor. Dizi, hem temel aldığı çizgi roman Alias’ın yer yer kör göze parmak ve rahatsız edici sertliğinden bir şeyler ödünç almaktan çekinmiyor; hem de karakterlerini ve…

O bahsettiğimiz iyi anlar, dizinin beşinci bölümünde baya net bir şekilde çıkıyorlar karşımıza. Dizi genel olarak hâlâ strüktür problemleriyle boğuşmayı sürdürüyor; ama öte yandan da bazı etkileyici sahneler, gergin sekanslar, ilgi çekici karakter dramaları da sunabiliyor. Şimdilik, bunlar Jessica Jones’u genel hatlarıyla kötü dizi olmaktan kurtaran şeyler. En nihayetinde, finale…

Dördüncü bölüm itibariyle; biraz beylik konuşmak daha da mümkünleşiyor. Bu dizi iyi anlara sahip olması çok muhtemel, etkileyici dakikalar ve sahneler sunması çok olası bir iş. Ama bunları üst üste koyarak dahi bir Daredevil seviyesine yaklaşamayacağı da bariz. Zira dizinin problemi, strüktüründe yatıyor. Jessica Jones, ana kötüsünü çok erken belirginleştirerek; aciliyet getirmeyi…

2015’te görüp görebileceğimiz son Marvel Cinematic Universe’te geçen iş olan Jessica Jones, en sonunda çıktı. Biz de, Daredevil’a yaptığımız gibi; yine bölümleri tek tek inceliyor; ardından birkaçını beraber bir yazıya dönüştürüyoruz. Bu gördüğünüz, yazıların birlikte anlamlı bir kısa özet oluşturması için tasarlanmış ilk paragrafları. Sırf burayı okuyarak, genel kanaatimizi…

Ve üçüncü bölüme geçtiğimizde, artık bazı şeylerin daha yerli yerine oturduğunu görüyoruz. Jessica’nın daraldıkça kendi kendini yok etmeye eğilimli davranışları; alaycı tavrı bir yanda. Purple Man’in -gittikçe aşındığını kabul etmemiz gerektiği- ürkütücülüğü bir yanda. Patsy Walker’ın geçmişini eşeleyip, biraz Hellcat’leşme süreci bir yanda. Hope’un masumiyetini kanıtlama süreci ve Hogarth’ın…

Kabul; Daredevil’la ilgili heyecanımın, ilk bölümün bitiminden başlamış olması; Jessica Jones’ta ise belirgin bir durağanlık hissetmem; karakterleri enteresan yapan şeylerin ön plana çıkmasıyla direkt bağlantılı. Matt Murdock’u yıllarca çizgi roman sayfalarında diğerlerinden ayıran şeyler, dizide ilk bölümde yerine oturuyordu. Jessica’da ise öyle olmadı. Karakterin alametifarika duruş ve tavırları, ilk…

Aşağı yukarı Daredevil’ın ilk bölümünü izledikten sonra hissettiklerimi anımsamaya çalışıyorum. Ya da Narcos’un. Ya da House of Cards’ın. Dürüst olalım, Netflix dizilerinin ilk bölümleriyle; diğerlerini aynı şekilde değerlendirmek mümkün değil. Çünkü tam olarak ilk bölüm değiller bunlar, daha ziyade giriş paragrafı kıvamındalar. O yüzden, biraz daha yavaş olabiliyorlar bazen. Ama yine de, düşünmeden edemiyorum. Daredevil’da,…