Yükle Gelsin!

İnsanlık olarak yaptığımız pek çok icat, yaşayışımıza, uygarlıklarımıza, davranışlarımıza ve en nihayetinde geleceğimize yön vermiştir. Yaşadığımız süre boyunca, önemli olaylara, kişilere ve yapıtlara şahit oluyor, bazen de o kişilerden biri dahi olabiliyoruz. Fakat tüm icatları inceleyip, ne kadar önemli olduklarına baktığımızda, özellikle dört icat fazlasıyla öne çıkıyor. Bu…

Çizgi roman denince akla gelen belli başlı kalıp yargılar var; pelerinli insanlardan tutun sekiz kollu kötü adamlara, duvara yapışmış böcek insanlara, zihinde oluşan görüntüler belli. Bu pazarı kim hakimiyet altında tutuyorsa akla, onların karakterleri geliyor. Bugün ise bu pazarı Amerika ve Amerikan karakterlerin hikâyeleri şekillendiriyor. Milyar dolarlık filmler…

Bilimkurgu dünyalarına sürekli merakınız varsa artık sizi ne kadar az şeyin şaşırttığını biliyor olmalısınız. Artık yeni tür bir bilimkurgu kitabı okumak, filmi izlemek neredeyse imkânsız gibi. Her şey birbirinin benzeri, hepsi birbirinin küçük kopyası gibi… Ama yine de umudunuzu kaybetmeyin, bazen karşınıza mucizeler çıkabiliyor ve hiç hesapta yokken…

Amon Amarth’ın, üzerinde bolca yazılıp çizilen, bazılarına kendini ölümüne sevdirten, bazılarına ise “Kulağımın dibinde ne bağırıp duruyorsunuz öyle?!” dedirten bir grup olduğu doğru. Haliyle hakkında iyi veya kötü birçok yorum yapabiliriz. Durum böyleyken şunu da inkâr edemeyiz ki Amon Amarth gerçekten de Death metal dediğimizde aklımıza ilk gelen…

Çernobil 2019’un en konuşulan ve izlenen dizilerinden biri oldu. Çekiciliği, kazanın Sovyetler Birliği’ne sağladığı gizem örtüsü, Sovyetler Birliği’nin kendisinin onlarca yıldır merak konusu olması ve başkalarının nasıl acı çektiğini izleme isteğimizden kaynaklanıyor olabilir. 1980 ve sonrasında doğanların kazayı ancak bir anahtar sözcük olarak bilmesi bir geriye dönük bakışın zamanıydı dedirtiyor.…

Büyü, yapan kişi için yapay bir çıkar sağlar ve yapılan kişiyi de istenmeyen bir durumun içine sürükler. Bunu biliyoruz. Peki ya büyü, yapan kişi için yapay bir çıkar sağlamasa ve yapılan kişiyi de istemediği bir durumun içine sürüklemese ne olurdu? Yapan kişi bir çıkar sağlamak için değil de…

1837’de, Rudolphe Töpffer’in aklına oldukça zekice bir şey geldi. Kendisi mürekkebini aldı, daktilosunun başına geçti ve oturup dünyanın ilk çizgi romanını hazırlamış oldu. Evet evet, hem çizgi hem roman. Hem de dünyada ilk kez. Yanlış anlamadınız, hem görseller var hem de bir hikâye anlatıyor “Histoire de M. Vieux…