Yükle Gelsin!

Uzay seyahatinin, uzay keşiflerinin hepimizin ağzını sulandırıyor olmasının bir sebebi var. Gördüğümüzün arkasında yatanları öğrenmek, çok insani bir tutku. Üstelik bunun da ötesinde bir mecburiyetten de söz etmek mümkün. Kaynaklarımızın sınırlı olduğunu, bir noktada üzerinde yaşadığımız gezegenin öyle ya da böyle bir son kullanma tarihine toslayacağını biliyoruz. O tarih geldiğinde, uzay…

Heh heh. Ortada hıyanet falan yok elbette. Kinaye vitesini sabah boşa almış okurlarımız için netleştirelim. Bir yönetmen var, kendisi çok içten bir vaziyette süper kahramanlara falan heyecanlanıyor. Hayatta bugüne kadar süper kahraman fabrikalarının Marvel yakasıyla anılageldi. Ama şimdi karşısına öte tarafla çalışmak için bir fırsat çıktı. Onu da değerlendiriyor. Buraya…

Geekyapar’ı az çok takip ediyorsanız, bir noktada en büyük meselelerimizden birinin temsiliyet olduğunu fark etmişsinizdir. Üstüne basa basa, dibini kura kura; temelinden tepesine kadar her yerinden incelediğimiz bir husus temsiliyet. İnsanın ekranda, market kasasında, billboard’larda, komikli videolarda kendini görebiliyor olması lazım içinde bulunduğu topluma ait hissedebilmesi için. O kadar da anormal olmadığını biliyor…

Çok iyi hatırlayamasam da sanırım ilk oynadığım oyunlar arasında Tetris ve Super Mario vardı. Özellikle Mario oynarken oyunu kaydedemediğimden atarinin adaptörü delice yanmasına rağmen oyunu bitirebilmek uğruna cihazı kapatamazdım. Neyse ki oyunlarda kaydetme özelliği geldi ve en baştan başlamak korkusu olmadan oyunları keyifle oynamaya başladık. Yıllar geçtikçe oyunlarda…

Animasyon filmlerinin hastasıyız, live-action uyarlamalarının ayrı bir müptelasıyız kafasıyla gittiğim Beauty and the Beast için kaleme aldığım incelememe hoş geldiniz efenim! Sizlere, kafamda iyice dinlenmiş ve ilk çıkışın heyecanıyla patlama yaşamadan sunacağım fikirlerimi aktarmak için toplanmış bulunmaktayız. Yazının tamamı boyunca spoiler sayılabilecek bir şey olmadığını düşündüğümden, genel görüşlerimi…

Stephen King’in O isminde bir kitabı var. Yani bakın, bir yazarın kudretini ifade etmek için daha sert bir örnek bulamazsınız. Şöyle düşünün, bir yazarsınız. Kitap yazıyorsunuz. Sene de 1986. Daha internet CERN’in gözünde bir parıltıdan ibaret. İnsanlar hâlâ kitabı kapağına bakıp alıyorlar, ve sen öyle bir dönemde, kitabının adını O koyuyorsun. Buna…

Oyunder olarak Geekyapar’la paslaşarak güzel yazılar yazacağımızı duyurmuştuk, işte bu uğurdaki bir yazımızla karşınızdayız. Yerel haberlere geçmeden önce şöyle bir oyun dünyasına göz atalım, bizim de unutamadığımız oyunlara yer verelim istedik. Eminim bazı oyunlar tanıdık gelecek ve mazi gözünüzde canlanacak. Pong (1972) Video oyun tarihinin ilk örneklerinden olan…

Neden bilmiyorum, ama dövme yaptırmak ve geek olmak kafamda çok el ele giden şeyler. Kendi kolumda bir adet edebiyat, bir adet müzik, bir adet de çizgi roman dövmesi olduğu için demiyorum; bence herhangi bir tasarım/çizimi kendi vücuduna kalıcı olarak işaretlemeye karar vermek belirli bir oranda tutku gerektiriyor. O tutkunun da standart üretim bir insanda bulunabileceğine inanmıyorum.…

Lord of the Rings oyunları çok enteresan bir spektrumda duruyorlar. Gerçekten. Genel olarak bu denli büyük ve multimedyalara yayılmış hanedanların oyunları kalite skalasında berbat ile harika arasında gidip gelirler. Orta Dünya oyunları öyle değil. Orta Dünya oyunları bugüne kadar hiçbir “ALLAH CEZANIZI VERSİN BU NE BE” dedirten oyun çıkartmadı. Ama aynı zamanda belki…