Hatırlıyorsunuz, bizim öve öve bitiremediğimiz Mad Max: Fury Road’ı bir o muhteşem turuncu-turkuvaz tonlarıyla izlemiş, ardından George Miller’ın “Ya aslında en iyi versiyonu siyah beyazdı da satmaz diye yapamadık”…
Tahmin yapıp doğru çıkmak, muazzam bir his. Affınıza sığınarak biraz kendimi övüyorum; Mevzu Futbol’un son programında “Kalıbımı basarım Modric bir dönen topta uzaktan bize yazacak” dedikten sonra birebir…
Başlık kafanızı karıştırdıysa, netleştirmeyi hemen yapacağız, fakat öncesinde bir şeyden ne kadar rahatsız olduğumuzu söylememiz lazım. Firmalar oyunlara bakıp, nasıl bir düşünce süreciyle “bundan güzel film olur haa”…
Bu gerçek. Başlığı açmak istiyorum müsaadenizle. Netflix, 2018 dahilinde toplamda 8 milyar dolar harcadığı orijinal içeriklerini yekten önümüze koysa; biz nefes almadan, işe gitmeden, okula uğramadan, dışarı çıkmadan izlemeye başlasak…
Quentin Tarantino’nun başı 2017 sonunda bütün filmlerini beraber yaptığı Harvey Weinstein’in gerçekten çok çirkin bir insan olduğunun ortaya çıkmasıyla epey ağrıdı; ancak usta yönetmen bunlardan etkilenmeden hepimizin merakla beklediği…
Wonder Woman 2 Allah’ın emri. Bu konuda ne bir itirazımız var, ne de itiraz etmek için sebebimiz. Wonder Woman film olarak yapması gereken her şeyi yapan, karakterini iyi…
Yükle Gelsin!
Bilmiyorum farkında mısınız, ama Barack Obama, Amerikan tarihinin ilk sosyal medya Başkan’ıydı. Durum esasında bizim için de geçerli, ancak bizim liderimiz son on beş yıldır aynı olduğu için, bu kadar net bir ayrım yapmak söz konusu değil: Bizimkisi zaten bir milyon şeyin ilk başkanı oldu. Ancak Obama için…
Netflix’in içinde herkese göre bir şeyler olmasına bayılıyorum. Gerçekten, dikkatli bir biçimde bakarsanız muhtemelen küçük yeğeninizin de çok kopacağı şeyler var, dedenize de izletebileceğiniz bir dizi var, sevgilinizle kol kola seyredebileceğiniz işler de var, akşam ışıklar karardığında tüketilmesi için yaratılmış hikayeler de var. Ki yani, Netflix’in üçüncü parti…
Yıllardır kütük Hollywood yöneticilerinin filmleri hakkında konuşmalarını izleyip dinleyince, bir ortak lafı sık sık duymaya başlıyorsunuz: “Bu karakteri James Bond gibi düşünüyoruz”. Bu ne demek? Bu şu demek: Biz bu karakteri senelerce başka başka aktörlere oynatıp, 30-40 filme kadar gitmek istiyoruz; bu demek. Biz yeni bir şey yaratmaktan…
Benjamin Franklin vakti zamanında hayatta kesin olan yegane iki şeyin, ölüm ve vergiler olduğunu söylemişti. Herhalde yirmi birinci yüzyılda yaşasaydı, bunun kenarına bir de Stan Lee’nin bir Marvel filminde olmadık yerden çıkmasını da eklerdi. Neredeyse tüm Marvel evrenine bir noktadan dokunmuş olan, Amerikan tarihinin en önemli on çizgi…
Şu ara hayatımızda çok film, az zaman ve pahalı biletler, ucuz işler var. Eğer bir filmi haftalar, aylar önceden gözümüze kestirmediysek kolay kolay sinemaya gitmiyoruz. Gittiğimizde de genelde ne izleyeceğimize tam emin olmadan balıklama salona atlıyoruz. Sonuç birçok zaman hüsran ve verilen paraya tutulan yas oluyor. En azından…
Bana çok samimi gelmiyor ama ilgilisinin Cadılar Bayramı eğlenceli, keyifli olsun. Dürüst olmak gerekirse, biraz eski kafa biriyim, çağlar önce insanların kötü ruhlardan kendilerini korumak için geliştirdikleri ve motivasyonunda gerçekten korku barınan pagan geleneklerin bugün sadece orta karar makyaj çılgınlığına bahane olmasını pek anlamıyorum. Yine de hep negatif…
Her yeni bir güne uyandığımızda, Fantastic Beasts için yaptığımız geri sayımın gittikçe zorlaşıyor olduğunu hissediyorum nedense. Bir yandan fazlasıyla heyecanla beklediğim bir film olduğu gerçeğiyle cidden yerimde duramıyorken diğer yandan da “Ya beklentimi karşılamazsa?” diye kendi kendimi yeyip duruyorum. Harry Potter serisi ve filmleri boyunca hiçbir şekilde yaşamadığım…
Çoğumuz sinemayı hayatımızın bir parçası haline getirmeye çalışıyoruz. Perdeye yansıyan ya da ekranda oynayan filmleri biliyor, anlıyor, konuşuyor olmak hoşumuza gidiyor. İzledikçe seviyor sevdikçe daha fazlasını merak ediyoruz. Önce filmleri sonra oyuncuları ve yönetmenleri kültür dağarcığımıza ekliyoruz. Bu yazının ve devamında yazmayı umduğum yazı serisinin amacı diğer 6 sanat…
Rick and Morty bir Futurama değil. Bunu bir kalite mukayesesi bakımından değil, bir kulvar tanımlaması olarak söylüyorum. Rick and Morty ve Futurama’nın benzeştiği çok yer var: İki dizi de inanılmaz zeki bir intergalaktik macera tasviri sunuyor, bunu yaparken de yüksek mizah standardını asla elden bırakmıyorlar. İki dizi de bilimden az…
İnsanın işi profesyonel olarak bir şeyler konusunda ahkam kesmek olunca, gerçekten, çok mutlu olacağım sanıyorsunuz; özellikle de çene bünyeye baştan düşük eklenmiş insanlardan biriyseniz. Ama en nihayetinde kendinizi ister istemez standartları yükselmiş bir vaziyette buluyorsunuz, ve böylelikle eşinizi dostunuzu kollarından sarsıp “çok iyi ulan bu çok iyi çabuk…
