Yükle Gelsin!

Netflix’in içinde herkese göre bir şeyler olmasına bayılıyorum. Gerçekten, dikkatli bir biçimde bakarsanız muhtemelen küçük yeğeninizin de çok kopacağı şeyler var, dedenize de izletebileceğiniz bir dizi var, sevgilinizle kol kola seyredebileceğiniz işler de var, akşam ışıklar karardığında tüketilmesi için yaratılmış hikayeler de var. Ki yani, Netflix’in üçüncü parti…

Yıllardır kütük Hollywood yöneticilerinin filmleri hakkında konuşmalarını izleyip dinleyince, bir ortak lafı sık sık duymaya başlıyorsunuz: “Bu karakteri James Bond gibi düşünüyoruz”. Bu ne demek? Bu şu demek: Biz bu karakteri senelerce başka başka aktörlere oynatıp, 30-40 filme kadar gitmek istiyoruz; bu demek. Biz yeni bir şey yaratmaktan…

Bana çok samimi gelmiyor ama ilgilisinin Cadılar Bayramı eğlenceli, keyifli olsun. Dürüst olmak gerekirse, biraz eski kafa biriyim, çağlar önce insanların kötü ruhlardan kendilerini korumak için geliştirdikleri ve motivasyonunda gerçekten korku barınan pagan geleneklerin bugün sadece orta karar makyaj çılgınlığına bahane olmasını pek anlamıyorum. Yine de hep negatif…

Her yeni bir güne uyandığımızda, Fantastic Beasts için yaptığımız geri sayımın gittikçe zorlaşıyor olduğunu hissediyorum nedense. Bir yandan fazlasıyla heyecanla beklediğim bir film olduğu gerçeğiyle cidden yerimde duramıyorken diğer yandan da “Ya beklentimi karşılamazsa?” diye kendi kendimi yeyip duruyorum. Harry Potter serisi ve filmleri boyunca hiçbir şekilde yaşamadığım…

Çoğumuz sinemayı hayatımızın bir parçası haline getirmeye çalışıyoruz. Perdeye yansıyan ya da ekranda oynayan filmleri biliyor, anlıyor, konuşuyor olmak hoşumuza gidiyor. İzledikçe seviyor sevdikçe daha fazlasını merak ediyoruz. Önce filmleri sonra oyuncuları ve yönetmenleri kültür dağarcığımıza ekliyoruz. Bu yazının ve devamında yazmayı umduğum yazı serisinin amacı diğer 6 sanat…

İnsanın işi profesyonel olarak bir şeyler konusunda ahkam kesmek olunca, gerçekten, çok mutlu olacağım sanıyorsunuz; özellikle de çene bünyeye baştan düşük eklenmiş insanlardan biriyseniz. Ama en nihayetinde kendinizi ister istemez standartları yükselmiş bir vaziyette buluyorsunuz, ve böylelikle eşinizi dostunuzu kollarından sarsıp “çok iyi ulan bu çok iyi çabuk…