Yükle Gelsin!

Marvel’ın sinematik evreniyle ilgili söyleyebilecek çok da şey yok şu dakikadan sonra. Artık adamlar evlerini kurmuşlar, on film, üç tane de dizi çıkartmışlar, sevmeyeni de parmakla gösterilecek kadar az. Ama bu noktada bir eleştiri getirmem gerekiyor, o da şu: TV departmanı sinemaya çok da bağlı hissetmiyor. Evet, filmlerden…

Buradan oyun yapımcılarına resmi talebimdir; video oyunlarında kullanılabilinecek en eğlenceli tema ve mekaniklerden biri zaman yolculuğu. Gerçekten. Tutun da on birinci yüzyıldan itibaren her seneyi tek tek oyuna programlayın demiyorum. Kast ettiğim şey “aa ne güzel Assassin’s Creed” gibi bir yere bizi bırakıp, “keşfet bakalım” tipi bir oyun da…

Türkiye’de son beş yıldır adım adım büyüyen, çok emek isteyen, meraklılarının tutkuyla başladıkları, kolay kolay da bırakamadıkları bir hobiye bakıyoruz. Cosplayer’lar, sevdikleri ve sevilen hayali karakterleri fiziksel olarak ortaya koyuyorlar, kostümleriyle, ekipmanlarıyla, enerjileriyle, bol bol da alın teriyle. Spellfair ekibi ile birlikte bu hobiye emek veren isimleri sizlerle…

Yorumlarda bir yerlerde “Geek Kültürü”nün yükselişinden ve dünyayı ele geçirişinden bahsetmiştim. Bunun sonucu olarak sadece geeklerin sevdiği yapımlarda değil direk geeklerin hayatlarını, yaşam tarzlarını anlatan yapımlarda da artış olması kaçınılmazdı. Her ne kadar son sezonlarında biraz düşüş gözlemlense de “The Big Bang Theory”yi bu sürecin en başarılı örneklerinden…

Bunun bir Arrow eleştirisi olduğunu biliyorum ama başka bir yazıda bahsetme şansım olmadığından azıcık da olsa Daredevil’ın adını zikretmek istiyorum. Hiçbir zaman Marvel, DC kıyaslamasına girenlerden olmadım. Burada da derdim o değil. Her zaman bu konuda karakter odaklı yaklaşan birisi oldum. Marvel’dan sevdiğim karakterler olduğu kadar sevmediklerim de var. DC…

Ben Star Wars’u video kasette izlemiş biriyim. Han Solo, Chewie, R2D2, C3PO, Skywalker sülalesi, Obi-Wan ve Vader ailem gibidir. Işın kılıcı replikam evin bir köşesinde durur. Star Wars, asla bırakmayacağım, ne kadar büyürsem büyüyeyim, benimle birlikte gelecek bir şey. Fakat, dürüst olmam gerekirse Abrams’ın yönettiği bir Star Wars…

Daha önce Amerikan TV mantığının nasıl çalıştığını size detaylarıyla anlatmıştık, ama her seferinde kısa bir özet geçme ihtiyacı hissediyorum; zira dünyanın muhtemelen en saçma TV sistemlerinden birine sahipler. Olay şöyle işliyor, dizi yaratıcıları kafalarındaki fikirle stüdyolara gidiyorlar. Stüdyolar, fikri beğenirse haklarını satın alıyor. Ondan sonra bunları kanallara satmaya…