Yükle Gelsin!

Artık geekliğin ülkemizde de yavaş yavaş trend statüsüne doğru yükselmesinin pek çok avantajı var. Bunlardan beni en çok mutlu edenlerinden biri de kendine güven kazanan çizgi roman yayıncılarının sadece popüler karakterleri değil alternatif işleri de dilimize kazandırıyor olmaları. “Hazır Türkçe Basılmışken” serimizde incelediğimiz işlerde de -Saga gibi, Y: The Last Man gibi, American…

Hazır olun, size az sonra, parça parça, The Night Manager’ın ikinci bölümünü izlerken ne kadar muazzam bir keyif aldığımı; nasıl harikulade lezzetler tattığımı anlatacağım. Yanlış olmasın, henüz The Blacklist gibi “insaniyet namına” övülecek bir noktada değil Night Manager benim için. Çünkü hâlâ, çok niş ve spesifik bir lezzet açığını dolduruyor. Ama…

Bu eve kutu geyikleri kimden çıktı bilmiyorum, ama gerçekten her insan evladının içerisinde bulunan “sürpriz alma” hissiyatına o kadar cuk oturan bir fikir ki; her kiminse gerçekten kendisine yüz yılın inovasyonu falan ödülü verlimeli (dedim ve interneti, bilgisayarı icat eden adamlar Hakk’ın rahmetine kavuştular utançlarından). Gerçekten müthiş bir…

Ya yok, arkadaşlar, biz gelecekteyiz ya. Kusuruma bakmayın. Günümüz falan değil burası. Baya zaman makinesiyle geldiğinde görmek isteyeceğin bir dünyadayız. Sokaklarda kendi kendini süren arabalar var, internetten EŞYA indirebiliyoruz, görüntülü konuşmalar artık elimizin kiri oldu, otobüslerde koltukların arkasında ekranlar var (bence bu hâlâ çok önemli). Ha bir de yani, sanal…

Geçtiğimiz günlerde Google’ın kendi kendini süren arabasıyla ilgili kanunen büyük bir eşik atlandığını, Amerikan otoyol kanunlarının yapay zekayı bir sürücü olarak hukuken kabul ettiğini size aktarmıştık; hatırladınız mı? Ben o haberi yazdıktan sonra, kafamda bu olaya logaritmik olarak artan bir şekilde daha da fazla şaşırmaya başladım. Yani gerçekten,…

Oscar’lar Amerikan sinemasının en prestijli ödülleri. Ama Hollywood’u takip edenler, spektrumun öteki tarafında bir de Razzie özülleri diye bir şey olduğunu da biliyorlar. Adını dilini dudaklarının arasına alıp üflemenin İngilizce karşılığı “Blowing a raspberry”’den alan ve 1981’den beri Amerikan sinemasının en kötülerini ödüllendiren Golden Raspberry Awards, 2016 ödüllerini…

Biz 90’larda çocuktuk. Ve 90’larda çocuk olmak, internetin ve bilgisayarın çok da fazla olmadığı bir dünyada; o esnada sokakta oynayacak arkadaşlarınız evdeyse monotonluğu kıracak tek bir şey olduğu anlamına geliyordu: Çizgi filmler. Televizyonda belirli saatleri vardı çizgi filmlerin. Şimdinin aksine, sadece çizgi filme ayrılmış bu kadar fazla kanal yoktu. Cumartesi…