Yükle Gelsin!

Hiç çok büyük, etrafınızdaki insanlardaki kredisi aşırı bol, seveni felaket fazla bir şeyi ıskaladığınız oldu mu? İlla ki olmuştur. Ben bu tip durumlarda kendimi herkesin çok eğlendiği bir partiye davet edilmemiş gibi hissediyorum. Büyük kültürel bir fenomeni bilmemek, onun zirve noktalarını tecrübe edememiş olmak, onunla ilgili bir yorumda…

Her teknolojik cihaz, özellikle de belirli bir seviyenin üzerinde kompleksliğe sahipse, beraberinde belli başlı güvenlik tehditleri getirir. Her bilgisayar yanlış voltaj elektrik gelirse patlayabilir örneğin. Her telefonun bataryası aşırı sıcakta eriyebilir. Fakat bunlar genelde son kullanıcıya ulaşmadan önce, çok minimal olasılıklara indirilirler. Ama minimal derken, milyonda beş, altı…

Size çok samimi bir itirafta bulunayım, ellerimizi vicdanlarımızda kavuşturalım ve hep beraber aynı sonuca vardığımızı sakince kabul edelim: Süper kahraman evrenleri tüketti bizi. Gerçekten, bu sene hem DC, hem de Marvel en büyük filmlerini büyük bir şevkle üzerimize fırlattılar; ancak fayda etmedi. İki film de süper kahramanlığa meta…

Marvel, paylaşılmış evren geyiğine ilk başladığında duyurularını Comic-Con’dan Comic-Con’a, ikişer üçer filmlik periyotlarda yapıyordu. Sonra birinci faz esnasında yeterince temel attıklarına ve artık piyasaya hakim olduklarına inandıkları için, 2014’te El Capitan Theatre’da bütün üçüncü fazı laps diye açıkladılar. Bunu yaptılar, çünkü DC de aynısını yapmıştı. Böylelikle biz, 2020’ye…

Talk show’ları tüketmek, benim için bir tutku. Sadece günümüzde yayınlananları da değil üstelik. Genç Letterman’ın çılgın Madonna röportajından, Jay Leno’nun ilk programlarına; efsane Johnny Carson’dan eski BBC şovlarına kadar; talk show’lar çok başka bir noktada keyif veriyorlar bana. Geek’liğe en hitap eden şeylerden biri gibi geliyor bana talk…