Bunu herhalde artık size bir çocuk dahi söyler: Hollywood sineması içerisinde kadınlar için çok fazla iyi rol yazılmıyor genelde. Bunu ne zaman birkaç aktris bir masa etrafında toplansalar, dile getiriyorlar zaten ki, örneklerini de görüyoruz. En son Jurassic World’de de yaşadığımız gibi, kadın karakterler genelde çok tektipleştirilmiş, stereotipik…

İnsanlar şimdilerde Transformers’ı sadece filmlerden biliyorlar, farkındayım. Bu “ama millet Iron Man’i sadece Robert Downey sanıyor” gibi bir şey değil. Herkes Iron Man’in çizgi romanlardan çıkma bir karakter olduğunun farkında. Transformers ile ilgili ise bambaşka bir durum var. Transformers’ın aslen bir oyuncak olduğunu, sonra da 80’lerde çok popüler…

İnanılması güçtür, daha geçen gün kendi aramızda konuşuyorduk Jurassic World meselesini. İncelemede okumuşsunuzdur, biz filmin Jurassic Park kökenlerine dev bir saygıyla yaklaşan, bu yüzden de çok gururlu derecede formül üretimi bir film olduğunu, ya nostaljiyle sevilebileceğini, ya da çocuksu bir hayranlıka keyif alınabileceğini söylemiştik. Filmin bu yüzden bizim…

YouTube’un var olan başarısını üzerine inşa ettiği şeyin komikli kedi videoları olmadığı çok açık bir nokta. Vakti zamanında ilk çıktığında, YouTube’u muadillerinden ayıran şey kullanım kolaylığıydı elbette, fakat Amerikalı şirket, özellikle de Google tarafından satın alındıktan sonra internet içerisindeki bir numaralı eğlence kanalı olmaya çalıştı ciddi bir şekilde.…

Malumunuz, bizim ekmek teknemizi döndüren, Hollywood’un süper kahramanlarla ilgili dedikoduları söz konusu oldu mu bir numaralı adamı olan Umberto “El Mayimbe” Gonzalez, kendi münhasır haberleriyle şahlandırdığı Latino Review’dan ayrılıp, Heroic Hollywood adlı bir site kurdu kendine geçenlerde. El Mayimbe, bu siteye beraberinde yine en son dedikoduları, en çılgın…

Çizgi romanlar söz konusu olduğunda, adı geçince durup bir saniye saygı duruşunda bulunmanız gereken bazı usta kalemler vardır. Kimisi artık aramızda değildir, Jack Kirby, Will Eisner, Steve Ditko, John Romita Sr, Julius Schwartz gibi. Kimisi ise daha hayatı sonlanmadan o mertebeye erişmiş, çizgi romanların gidişatını değiştiren insanlar arasında…

Geçtiğimiz günlerde, sinema belki de gördüğü en büyük oyunculardan, dünya da gördüğü en nefes kesici adamlardan birini kaybetti. Sir Christopher Lee. Bu lafı haybeye söylemiyorum. Niyetim mübalağa değil. Christopher Lee’nin 27 Mayıs 1922’de Londra’nın Westminster bölgesinde başlayan ve 7 Haziran 2015’te, oraya 5 kilometre uzaklıktaki Chelsea’de sonlanan hayatı…

Yazıya başlamadan önce ilk üç bölümü izledikten sonra yazdığım şu girizgah yazısına bir girip bakarsanız, dizinin konsepti, genel havası gibi şeyleri orada güzelce anlatmışım, diziye yeni başlayacak olanlara ne beklemeleri konusunda genel bir fikir verebilir. Böylelikle burada spoiler konusunda gerginlik yaşamadan, önceki yazımı da tekrar etmeye gerek kalmadan…

Derler ki insanoğlu dünya üzerinde, kendi faniliğinin farkında olan ve buna kafa yoran tek varlıktır, bu sebeple de yaşam, onun için hem bir nimet, hem de bir lanettir. Peki bu doğru bir söylem mi? Günün birinde hepimiz öleceğiz. Bugün, yarın, 10 yıl sonra veya 2 saat sonra. Bunun…

Samimi bir futbol geek’i olarak söylüyorum, şu dünyada en hakkı yenmiş futbolculadan biridir David Beckham. Gerçekten. 90’ların ortalarından sonlarına doğru inanılmaz yükselişe geçtiği anlar, maalesef magazinsel değerinin de yavaş yavaş zirveye tırmandığı anlar olduğu için, Beckham hiçbir zaman net bir biçimde popülaritesinden ve gazete sattırabiliyor oluşundan ayrıştırılamamıştı. Transferlerinde…