Yükle Gelsin!

Bu American Horror Story, True Detective ve Fargo’yla başlayan “Her sezon bambaşkayız” konseptine hala adapte olabilmiş değilim. Yani her yerde yenilik, değişiklik diye bağıran benden gelmesi saçma olacak ama zaten tutmuş bir işi komple silip sıfırdan başlama mantığını kafam bir şekilde almıyor. AHS’yi izlemedim, bilmiyorum ama mesela True Detective’in ikinci sezonu bunun…

The Flash, ilk bölümünde önceki sezondan kalan meselelerini tamamlamayıp 2. bölümle, ‘Multiverse’ konusuna girmekte hiç gecikmedi. Bunu başarıyla yapmakla da kalmadı, hem 2 yeni ve çok tatlı karakteri düzgün bir şekilde bizle tanıştırıp sevdirmeyi başardı, hem Zoom konusuna giriş yaptı hem de finalde bizi bir sürü yeni soru…

Konu çizgi roman filmleri olunca hep Warner Bros’un DC’si ve Disney’in Marvel’ını kapıştırıyoruz, arada üçüncü bir isim olduğunu genelde unutuyoruz. Elindeki markalarla bazen First Class gibi müstesna filmler çeken, bazen de Fantastic Four gibi pek başarılı olmayan işlere imza atan Fox, sinemadaki rekabetten sonra şimdi televizyonda da yarışa…

Her ne kadar Daredevil’i Marvel’ın Batman’i olarak görenler çoğunlukta olsa da, aslında Marvel’ın Kara Şovalye’den rol çalmak için yarattığı çok daha belli olan bir karakter var: Moon Knight. İsminin zaten bu konuda şüphe uyandırıcı olmasının dışında çizgi romandaki genel ton ve anlatım olarak da Batman’e fazlasıyla benzemesiyle bu sıfatı…

Film yapımcılarını anlamakta gerçekten zorlanıyorum. Bazen ellerinde çok süper bir fikir oluyor, o fikre hiç özenmeden ortaya başarısız bir iş çıkartıyorlar. Bazen de eldeki fikir çok başarısız oluyor, ama ne hikmetse o fikre sanki dünyanın sonuymuş gibi sarılıyorlar. İkinci konuya örneğimiz Legendary’nin Warner Bros’la ortak olarak başlatmaya hazırlandığı “Büyük Canavarlar”…

Bu yaz vizyona giren Fantastic Four filminden çıkmazdan evvel umutlarımız vardı; yalnız bu umutlar, filmin tam bir kokuşmuş rezalet olmasıyla baya mutsuz bir tabloya bıraktı yerini. Yönetmeni Josh Trank Hollywood’da istenmeyen adam ilan edilmişti, eski senaristi “benim yazdığım film bu değildi” diye çıkış yapmıştı, yapımcılar umutlu konuşmuyordu, oyuncular da biraz biraz kafasal…

Bruno Heller’ın nereye gittiğini pek de öngöremediği, ‘filler’ bölümlerle ve bir yere varmayan yan hikayeler ile süslediği Gotham’ın ilk sezonunun ardından ikinci sezonun sıkı başladığını ve en azından şimdilik odak noktasını bulduğunu söyleyebiliriz sanırım. Yine de Jerome’un ilk 3 bölümde yarattığı heyecanın ardından gelen Strike Force, vites küçülttükleri,…

Spielberg “Çizgi roman trendi sona erecek” dese de, yapımcılar ve firmaların bu işi kolay kolay bırakacağını en azından yakın zaman için düşünmüyorum. Bir yanda sektörün en baba işleri farklı projelerle devam ederken diğer yandan merkezden uzakta olan işler de incelenmeye ve bunlar arasında dikkat çekenler için yeni projeler filizlenmeye devam ediyor. Vertigo bu…

Bu DC vs Marvel kavgasında insanlar bazen objektifliklerini fazlasıyla yitiriyorlar. Bunun en bariz örneğinin Daredevil konusunda yaşandığına şahit oluyorum hep. Sağda solda Daredevil ve Flash’ın karşılaştırılması ve Flash’ın daha iyi, Daredevil’in çok kötü olduğunu söyleyenleri görüyorum ve “yok artık” diyesim geliyor. Bu Daredevil’i herkes beğenecek demek değil, yanlış olmasın. Diziyi…

Dizilerle ilişki, çoğu zaman romantik ilişkilere benzer. Evet, benim yıllar içerisinde yaptığım evladiyelik tespit budur. İki ilişki de üçe ayrılır. Bir tek seferlik ilişkiler vardır. Bunun dizi versiyonunda, bir dizinin ilk bölümünü açar; bulduğunuzdan tatmin olmaz, kapatır gidersiniz. Bunlar pek uzun süre hatırlanmazlar, ama O’nu ararken seriye bağlanabilirler. Bunların yanında,…