Yükle Gelsin!

Bir edebiyat öğrencisi olarak kitapları ve bir geek olarak da garip şeyleri sevdiğim doğrudur. Cthulhu Mitosu da beni kendine muhtemelen işte bu sebepten çekiyor. Bugün, yazılarımda da hakkında bol bol konuştuğum Lovecraft evreni içinde beni kendisine en çok hayran bırakan detaydan bahsetmek istiyorum size. Hatta sadece beni değil,…

Bilirsiniz, Netflix kendi dizisini yapmayı sever. Hele ki geleneksel kanalların kendi dijital platformlarını çıkarması ve dizilerini Netflix’ten kaldırmaya başlamasıyla Netflix, kendi orjinal dizilerine daha önce hiç olmadığı kadar muhtaç. Mümkün olduğunca özgün, düşük bütçeli ve bağımlılık yaratan ne kadar dizi yaparsa Netflix için o kadar iyi. Şubat ayında…

Dream Theater adında efsanevi bir grup var. Başka türlü başlayamıyorum bu yazıya zira bu grup hakkında ne söylesem yetersiz kalacak. Ne demek istediğimi şöyle açabilirim belki: Dream Theater adında, hem sözleriyle hem de müzikleriyle dinleyeni büyüleyen ve her albümde daha da farklı hisler içine sokmayı başarabilen efsanevi bir…

Mahjong, dışarıdan bakıldığında Okey ile neredeyse aynı oyun gibi duran bir uzak doğu boardgame oyunu. Mahjong veya Mah-jongg, kelime kökeni olarak serçe anlamına geliyor ve bu isim, oyun esnasında taşların karıştırılmasıyla çıkan sesin serçe sesine benzemesinden geliyor. Uzak Doğu Okey’i diyebileceğimiz Mahjong, ilginç bir şekilde bugün bildiğimiz Okey’in…

Yaşım küçükken, köpeklerin bizim televizyon ekranından gördüklerimiz ile aynı şeyleri görmediği, ekranda birbirine karışmış renkler ve şekiller algıladıkları söylenmişti bana. Bu tamamen atmasyon olabilir. Ancak bunu duyduğumdan beri, evcil hayvanların yaşadıkları evlerde bütün gün ekran karşısına kilitlenmiş sahipleri hakkında neler düşünüp hissettiklerini merak etmişimdir. Sonuç olarak az önce…

Kalemistan diye bir ülke var. Bu ülkenin adının nereden geldiği bilinmiyor, o yüzden bu isim etrafa göz gezdirilip görülen ilk şeyden gelmiyormuş gibi yapalım. Bu ülkenin sakinleri kalemlerin mentalitesi, günü kurtarmaktan ileri gidemiyor. Okuttukları ders kitaplarının ömürleri beş yıl, içindeki bilgilerin değeri beş kuruş. Aynı şekilde bu kalemler…

H.P. Lovecraft’ın kalemi, yarattığı karakterler ve onlar üzerine yazdığı hikâyeler; yalnızca dönemin korku edebiyatı okurlarını değil, 21. yüzyılın popüler kültürünü de etkiliyor. Bahsettiğim şey şu ki Cthulhu’nun Çağrısı 1926 yılında çıkmış arkadaşlar, üzerinden neredeyse 100 yıl geçmiş ve biz hâlâ atlatabilmiş değiliz hikâyeyi! Düşünmesi ne kadar garip değil…

İnsanoğlu, “Toprağın var ama neye yarar, suyun yoksa” diyerek toprağın ardından suyun peşine düşmüş. Biz de öyle yaptık, toprak hakkındaki şu yazımızdan sonra, suyu konuşalım dedik. Toplumlar her zaman suya yakın olan topraklara kıymet vermiş, o toprakların etrafında yerleşmiş, evini barkını, bağını bahçesini, ahırını çiftliğini kurmuş. Bu yüzden…